Kalp hastalarının Ramazan ayında oruç tutması ile ilgili sorular yaygın biçimde sorulur. Kalp hastalıkları tek bir başlık altında ele alınmadığından, buna tek bir kesin cevap verebilmek de mümkün değildir. Ancak son bir yılda kalp krizi veya enfarktüs geçirmiş hastalar, yakın zamanda kalp ameliyatı olanlar, düzenli ilaç kullanması gerekenler ve kalp yetmezliği olanların oruç tutmaları noktasında kısıtlamalardan söz etmek mümkündür.
Oruç, belirli bir süre ile tüm yeme ve içme etkinliklerinin durdurulduğu bir süreç olduğundan, kalbi zorlama durumundan söz edilmez. Ancak aşırı veya az besin ve su tüketimi diğer tüm sistemleri olduğu gibi kalbi de etkileyebilir. Bu nedenle iftar ve sahur yaparken, yeterli ve doğru beslenme kurallarına uymak önemlidir.
Kalp sağlığı problemi olanlar veya bundan şüphelenenlerin, oruç tutma kararı vermeden önce hekime başvurmaları en doğru eylem olacaktır. Doktorunuz size aksi yönde bir ifadede bulunmamış olsa dahi, mevcut durumunuzun veya genel durumunuzun oruç için uygun olup olmadığına dair karar hekim tarafından verilir. Bu konuda herkes için geçerli kurallar çok az olmakla beraber şartlara göre değişebiliyor olduğundan, sizin için geçerli net bilgi için değerlendirme gerekebilir.
Oruç tutmak genel anlamda riskli değildir. Hatta bu süreçte organların belli bir dinlenme sürecine tabi tutulduğu da söylenebilir. Ancak bu durum, iftar ve sahurda doğru beslenmek ile doğrudan ilişkilidir. Bütün gün aç kalıp, bu iki öğünde aşırı besin tüketmek, orucun faydaları olarak listelenebilecek birçok etkeni ortadan kaldırır. Kaldı ki, tıbbi tedavi gören hastaların, düzenli ilaç kullanması durumunda oruç tutabilmeleri de mümkün olmayacaktır.
Oruç tutmak, şartlara bağlı olarak riskli hale gelebilir. Burada dikkat edilmesi gereken, hekimlerin bilimsel önerilerine uymaktır.
Oruç tutmanın çok riskli olduğu hasta grupları:
Ayrıca, yakın zamanda bypass ameliyatı ve benzeri ameliyatlar geçirenlerin de oruç tutması hekim tarafından uygun görülmeyebilir.
Oruç tutarken yapılan en yaygın hataların başında beslenme hataları gelir. Yetersiz veya aşırı beslenmeye bağlı pek çok akut rahatsızlık ramazan ayında yaygın biçimde görülür. Sahur yaptıktan sonra belli süre uyku durumunda olacağımızı dikkate alarak, bu öğünde aşırı besin tüketmemeye dikkat etmek, birinci kural olmalıdır.
Ayrıca bu besinlerin ani biçimde ve aşırı alınması halinde kalbiniz olumsuz etkilenebilir. Bu nedenle bunlar yerine;
İftar için de durum hemen hemen aynıdır. Ancak iftarda aşırı ve ağır besinlerin tüketilmesi, uzun süre çalışmayan sindirim sistemi ve diğer tüm sistemlerin zorlanmasına yol açabilir. Bu sistemler içerisinde dolaşım sistemi ve kalp de bulunur. Yani iftarda da aşırı tüketimden kaçınmak, son derece önemlidir. Özellikle kalp hastalığı olanlar için bu ok daha kritik bir süreçtir.
Su, vücudumuzun temel yapı taşlarının başında gelir. Ramazan ayında yeterince su tükettiğinizden, günde ortalama 2 litre ve üzerinde su içtiğinizden emin olmanız gerekir. Kanın akışkanlığı vücudunuzun yeterince sıvı alması ile ilişkilidir ki, bu bazı kalp sağlığı sorunları için son derece büyük öneme sahiptir. Günlük su tüketiminizi fiziksel olarak ölçünüz. Ne kadar su tükettiğinizden emin olmak için ölçekli kaplar kullanınız ve mümkün olduğunda 2 litre civarında kalınır. Elbette tuz tüketiminde tabi olduğunuz kısıtlamaları da unutmayıp, tuz tüketimine dikkat ediniz.
Oruç tutarken dikkat edilmesi gerekenler olarak ifade ettiğimiz hususlar, oruç tutmasında sakınca olmadığı doktor tarafından onaylanan kişiler için geçerlidir. Eğer doktorunuz oruç tutmanızı yasaklamış ise bunlara dikkat etmek yeterli olmayacaktır. Doktorunuzun tavsiyesine uyunuz ve açık kaynaklarda yetkili olmayan kişiler tarafından “Kalp hastaları Ramazan ayında oruç tutabilir mi?” sorusuna verilen cevapları değil, sadece sağlık kuruluşları ve hekimlerin sizin için özel olarak vereceği cevaplara itibar ediniz.