Kan dolaşımı, vücudun tüm hücrelerine oksijen ve besin taşınmasını sağlayan hayati bir sistemdir. Kalp, damarlar ve kanın koordineli çalışmasıyla gerçekleşir. Bu sistem, aynı zamanda atık maddelerin vücuttan uzaklaştırılmasını da sağlar.
Dolaşım sistemi iki ana bölümden oluşur: küçük dolaşım ve büyük dolaşım. Küçük dolaşım, akciğerler üzerinden oksijenlenmeyi sağlarken; büyük dolaşım, oksijenli kanı vücuda iletir. Bu döngü, yaşamın sürdürülebilmesi için zorunludur.
Kan dolaşımının sağlıklı çalışması, damar yapısının korunması ve kalp fonksiyonlarının düzenli olması ile mümkündür. Sağlıklı beslenme, egzersiz ve stres yönetimi bu sistemi güçlendirir.
Dolaşım bozuklukları, yorgunluk, baş dönmesi, soğuk uzuvlar gibi belirtilerle ortaya çıkabilir. Erken teşhis edilen dolaşım problemleri, uygun tedaviyle kontrol altına alınabilir ve organ hasarının önüne geçilebilir.
Kan dolaşımı nedir ve vücut için neden bu kadar önemlidir?
Kan dolaşımını, vücudumuzu baştan aşağı saran bir otoyol ağı gibi düşünebiliriz. Bu ağın merkezinde, hiç durmadan çalışan ve yaklaşık bir yumruk büyüklüğünde olan kalbimiz yer alır. Bu yorulmak bilmeyen motor, günde 100.000’den fazla kez kasılarak vücudumuzdaki yaklaşık 5 litre kanı sürekli olarak bu otoyol ağına pompalar. Bu damar ağını uç uca ekleseydik, yaklaşık 96.500 kilometrelik bir uzunluğa ulaşırdı; yani dünyanın etrafını iki kereden fazla dönecek kadar uzun bir sistemden bahsediyoruz. Bu sistemin varlık amacı, en küçük hücremizden en büyük organımıza kadar her yapının görevini yapabilmesi için gereken oksijeni ve enerjiyi bir kargo gibi taşımaktır.
Ancak bu sistem sadece teslimat yapmaz. Aynı zamanda vücudun temizlik hizmetidir. Hücreler enerji üretirken ortaya çıkan karbondioksit gibi atıkları toplayarak, vücuttan atılmaları için akciğerler ve böbrekler gibi organlara geri götürür. Bu sistemin sağlığı, bütün vücudun sağlığıyla doğrudan ilişkilidir. Eğer kalp zayıflarsa veya damarlarda bir sorun olursa, organlar yeterli kanı alamaz ve görevlerini aksatmaya başlar. Özellikle beynimiz, kan akışındaki en ufak bir kesintiye bile aşırı duyarlıdır. Beyne giden kan akışı sadece birkaç saniyeliğine dursa bilinç kaybı, dört dakika gibi kısa bir süreden sonra ise geri döndürülemez beyin hasarı meydana gelebilir. Bu nedenle dolaşım sistemi vücudumuzun en kritik altyapısıdır.
Sağlıklı bir kan dolaşımı vücudumuzda hangi görevleri üstlenir?
Sağlıklı bir kan dolaşımı, vücudun iç dengesini koruyan çok yönlü bir yöneticidir. Temel görevleri şunlardır:
- Taşıma
- Atıkların Uzaklaştırılması
- Düzenleme
- Koruma
Bu görevler, vücudun bir bütün olarak uyum içinde çalışmasını sağlar. Dolaşım sistemi, akciğerlerden aldığı oksijeni ve sindirim sisteminden emilen besinleri en uzaktaki hücrelere kadar ulaştırır. Aynı zamanda hücrelerde biriken atıkları temizler. Vücut ısısını sabit tutmak için bir termostat gibi çalışır; sıcakta damarları genişleterek ısıyı atar, soğukta ise damarları büzerek ısıyı içeride tutar. Son olarak bir enfeksiyon veya yaralanma anında, akyuvarlar gibi savunma hücrelerini hızla olay yerine taşıyarak vücudun savunma hattını oluşturur.
Kan dolaşımı sisteminin motoru olan kalp nasıl bir yapıya sahiptir?
Kalp, kan dolaşımının merkezindeki kaslı bir pompadır. Her biri belirli bir görevi yerine getiren dört odacıktan ve kanın yanlış yöne gitmesini engelleyen dört kapakçıktan oluşur. Üstteki iki odacığa kulakçık (atriyum), alttaki daha kaslı olan iki odacığa ise karıncık (ventrikül) denir. Sağ taraf vücuttan gelen kirli kanı toplar ve akciğerlere gönderir; sol taraf ise akciğerlerden gelen temiz kanı alır ve tüm vücuda pompalar. Kalbin sağ ve sol tarafı arasında bulunan duvar, temiz ve kirli kanın birbirine karışmasını engeller. Bu odacıklar arasındaki geçişi ve kanın geri kaçmasını önleyen kapakçıklar, trafiği tek yönde ve düzenli tutan trafik polisleri gibidir. Bu mekanik yapının yanı sıra kalbin ritmini düzenleyen kendi özel elektrik sistemi de vardır. Bu sistem, kalbin düzenli ve koordineli bir şekilde kasılmasını sağlar.
Kan dolaşımı hangi damarlar aracılığıyla gerçekleşir?
Kan, vücudumuzdaki yolculuğunu üç ana tip damar aracılığıyla yapar:
- Arterler (Atardamarlar)
- Venler (Toplardamarlar)
- Kılcal Damarlar (Kapillerler)
Arterler, genellikle temiz kanı kalpten alıp vücuda dağıtan güçlü ve esnek damarlardır. En büyük atardamar olan aort, kalpten çıkan ana otoyol gibidir. Venler ise, genellikle kirli kanı dokulardan toplayarak kalbe geri getiren damarlardır. Özellikle bacaklardaki venlerin içinde, kanın yerçekimine karşı yukarıya taşınmasına yardımcı olan ve geriye kaçmasını engelleyen kapakçıklar bulunur. Bu kapakçıklar bozulduğunda varis oluşur. Kılcal damarlar ise bu ağın en küçük üyeleridir. Oksijen, besin ve atıkların kan ile dokular arasında alışverişinin yapıldığı yerler bu mikroskobik damarlardır.
Kan dolaşımı sırasında taşınan kanın içeriği nedir?
Kan, sadece kırmızı bir sıvı değil içinde yaşayan hücreler ve hayati maddeler taşıyan canlı bir dokudur. Kanın iki ana bileşeni vardır:
- Plazma
- Kırmızı Kan Hücreleri
- Beyaz Kan Hücreleri
- Trombositler
Plazma, kanın sarımsı renkteki sıvı kısmıdır ve içinde diğer her şeyi taşır. Kırmızı kan hücreleri, oksijen taşıyan “kargo görevlileridir”. Beyaz kan hücreleri, vücudun enfeksiyonlarla savaşan “askerleridir”. Trombositler ise bir yaralanma olduğunda kanamayı durduran “ilk yardım ekibidir”.
Kan dolaşımı vücut içinde hangi yolu takip eder?
Kanın vücuttaki yolculuğu, hiç durmayan ve mükemmel bir şekilde organize edilmiş bir döngüdür. Bu yolculuk şu adımları izler:
- Vücutta kullanılmış, oksijeni azalmış “kirli” kan, kalbin sağ kulakçığına döner.
- Buradan sağ karıncığa geçer ve temizlenmesi için akciğerlere pompalanır.
- Akciğerlerde kan, nefesle aldığımız taze oksijeni alır ve karbondioksiti bırakır.
- Oksijenle dolmuş “temiz” kan, kalbin sol kulakçığına geri döner.
- Buradan sol karıncığa geçer ve ana atardamar olan aort aracılığıyla tüm vücuda pompalanır. Vücutta oksijenini bırakan kan tekrar kirlenir ve döngü yeniden başlamak üzere kalbe geri döner.
Küçük kan dolaşımı ve büyük kan dolaşımı arasındaki farklar nelerdir?
Vücudumuzdaki kan dolaşımı aslında birbiriyle bağlantılı iki ana devreden oluşur. Bu devreler büyük kan dolaşımı ve küçük kan dolaşımı olarak adlandırılır.
Küçük kan dolaşımı, kanın temizlenme döngüsüdür. Tek amacı, kalpten akciğerlere kan gönderip oksijenle doldurmak ve kalbe geri getirmektir. Kalbin sağ karıncığından başlar, akciğerlerde devam eder ve kalbin sol kulakçığında son bulur. Bu kısa ve düşük basınçlı bir devredir.
Büyük kan dolaşımı ise vücudun beslenme döngüsüdür. Kalbin sol karıncığından başlar ve oksijen dolu kanı beyinden ayak parmaklarına kadar tüm vücuda dağıtır. Hücrelere oksijen ve besinleri bıraktıktan sonra atıkları toplayarak kalbin sağ kulakçığına geri döner. Bu sistem daha uzun bir yol katettiği ve daha yüksek bir basınca ihtiyaç duyduğu için kalbin sol tarafı sağ tarafına göre daha kaslı ve güçlüdür. Büyük ve küçük kan dolaşımı birlikte çalışarak vücudun kesintisiz işleyişini sağlar.
Kalbin kendi kan dolaşımı nasıl sağlanır?
Çoğu kişinin aklına gelmeyen bir gerçek vardır: Kalp, içinden sürekli olarak kan geçmesine rağmen, kendi besinini ve oksijenini doğrudan bu kan akışından alamaz. Kalp kası o kadar yoğun çalışır ki kendi özel beslenme ağına ihtiyaç duyar. Bu özel ağa koroner dolaşım denir. Koroner arterler, temiz kanı vücuda dağıtan ana atardamar olan aortun, kalpten çıktığı ilk dallardır. Bu damarlar, kalp kasının yüzeyini bir taç gibi sararak en küçük kas lifine kadar oksijen ve besin ulaştırır. İşte bu koroner damarlarda bir daralma veya tıkanıklık meydana geldiğinde, halk arasında kalp krizi olarak bilinen durum ortaya çıkar.
Damar sertliği (ateroskleroz) kan dolaşımı sistemini nasıl bozar?
Ateroskleroz, ya da halk arasında bilinen adıyla damar sertliği, atardamarların iç duvarlarında kolesterol, yağ ve kalsiyum gibi maddelerden oluşan ve “plak” adı verilen birikintilerin oluşmasıdır. Sağlıklı bir damar esnek ve pürüzsüzken, ateroskleroz onu sert, dar ve pürüzlü hale getirir. Bu plaklar zamanla büyüyerek damarın içini daraltır ve kan akışını zorlaştırır. En büyük tehlike ise bu plakların aniden yırtılmasıdır. Vücut bu yırtılmayı bir yara olarak algılar ve pıhtılaşma mekanizmasını başlatır. Oluşan pıhtı, zaten daralmış olan damarı tamamen tıkayarak kan akışını aniden kesebilir. Bu tıkanıklık kalpte olursa kalp krizine, beyinde olursa felce (inme) yol açar.
Yüksek tansiyon (hipertansiyon) kan dolaşımı için neden bir tehlikedir?
Yüksek tansiyon, yani hipertansiyon, genellikle hiçbir belirti vermediği için “sessiz katil” olarak adlandırılır. Kan basıncının sürekli yüksek olması, damarların hassas iç yüzeyine sürekli bir darbe etkisi yapar. Bu durum damar duvarına zarar vererek damar sertliği sürecini hızlandırır. Ayrıca yüksek tansiyon kalbin daha fazla çalışmasına, yani bir yokuşu sürekli tırmanmasına neden olur. Bu ekstra yük, zamanla kalp kasının yorulmasına, zayıflamasına ve kalp yetmezliğine zemin hazırlar. Kan basıncı değerlerinizi bilmek ve anlamak önemlidir.
| Kategori | Sistolik (Büyük) | ve/veya | Diyastolik (Küçük) |
| NORMAL | 120’den az | ve | 80’den az |
| YÜKSELMİŞ | 120 – 129 | ve | 80’den az |
| YÜKSEK TANSİYON (EVRE 1) | 130 – 139 | veya | 80 – 89 |
| YÜKSEK TANSİYON (EVRE 2) | 140 veya üstü | veya | 90 veya üstü |
| HİPERTANSİF KRİZ (Derhal doktora başvurun) | 180’den yüksek | ve/veya | 120’den yüksek |
Koroner arter hastalığı, kan dolaşımını engelleyerek kalbi nasıl riske atar?
Koroner Arter Hastalığı (KAH), damar sertliğinin kalbi besleyen koroner arterlerde meydana gelmesidir. Bu hayati damarlar daraldığında, kalp kasına yeterli miktarda oksijen gidemez. Özellikle efor anlarında bu yetersiz kan akışı, göğüste “anjina” denilen bir baskı veya ağrı hissine neden olur. KAH’ın en tehlikeli sonucu ise kalp krizidir. Bu durum koroner arterdeki bir plağın yırtılıp üzerinde pıhtı oluşması ve damarın aniden tamamen tıkanmasıyla meydana gelir.
Periferik arter hastalığı bacaklardaki kan dolaşımını nasıl bozar?
Periferik Arter Hastalığı (PAH), damar sertliğinin genellikle bacaklara kan taşıyan atardamarları etkilemesidir. Bu durum aslında koroner arter hastalığının bacaklardaki bir yansımasıdır. En tipik belirtileri şunlardır:
- Yürürken bacaklarda ağrı veya kramp (Kladikasyo)
- Bacaklarda uyuşma veya zayıflık
- Ayakların soğuk olması
- Ayak parmaklarında veya bacaklarda iyileşmeyen yaralar
- Bacaklardaki kılların dökülmesi
PAH tanısı, tüm vücudu ilgilendiren sistemik bir hastalığın ve artmış kalp krizi ile felç riskinin önemli bir uyarı işaretidir.
Kalp yetmezliği kan dolaşımının gücünü nasıl azaltır?
Kalp yetmezliği, kalbin tamamen durduğu anlamına gelmez. Kalp kasının pompalama gücünün, vücudun ihtiyacını karşılayamayacak kadar zayıfladığı kronik bir durumdur. Genellikle uzun yıllar kontrolsüz kalmış yüksek tansiyon veya geçirilmiş bir kalp krizinin bir sonucu olarak gelişir. Kalp zayıfladığında, hastalarda görülen başlıca belirtiler şunlardır:
- Yorgunluk
- Halsizlik
- Nefes darlığı (özellikle eforla veya yatarken)
- Bacaklarda ve ayak bileklerinde şişlik (Ödem)
Bu dolaşım sisteminin merkezi pompasının artık verimli çalışamadığı bir tablodur.
Elektrokardiyogram (EKG) ile kalbin kan dolaşımı aktivitesi nasıl ölçülür?
Elektrokardiyogram (EKG), kalbin elektriksel aktivitesini kaydeden basit, ağrısız ve çok hızlı bir testtir. Vücudunuza yapıştırılan küçük elektrotlar aracılığıyla kalbinizin her atışını sağlayan elektriksel sinyaller bir grafiğe dökülür. Bu grafik, bir kardiyoloğa kalp hızı, kalp ritminin düzenli olup olmadığı veya kalbe giden kan akışında bir azalma olup olmadığına dair değerli ipuçları verir.
Ekokardiyografi (EKO) ile kalbin kan dolaşımı ve yapısı nasıl incelenir?
Ekokardiyografi (EKO), ses dalgaları (ultrason) kullanılarak kalbin canlı ve hareketli görüntülerinin oluşturulduğu bir testtir. Bu test sayesinde kalbin odacıklarının boyutları, duvar kalınlıkları, kapakçıkların ne kadar iyi çalışıp çalışmadığı ve en önemlisi kalbin pompalama gücü net bir şekilde görülür. Geçirilmiş bir kalp krizinin kalp kasında bıraktığı hasarı saptamak için de en değerli yöntemlerden biridir.
Anjiyografi ile tıkalı damarlardaki kan dolaşımı sorunları nasıl tespit edilir?
Koroner anjiyografi, kalp damarlarındaki darlık veya tıkanıklıkları göstermek için kullanılan “altın standart” yöntemdir. İşlem sırasında, genellikle el bileği veya kasıktan girilen ince bir tüp (kateter) kalp damarlarına kadar ilerletilir. Bu tüpün içinden “kontrast madde” adı verilen özel bir boya verilir. Bu boya, X-ışınları altında damarların bir yol haritası gibi görünür hale gelmesini sağlar. Anjiyografi, tanı koymanın yanı sıra aynı seansta stentleme gibi tedavi işlemlerine de imkan tanır.
Sağlıklı bir kan dolaşımı için hangi yaşam tarzı değişiklikleri yapılmalıdır?
Dolaşım sistemi hastalıklarını önlemede ve tedavi etmede en güçlü silah sizin elinizdedir. Kalp ve damar sağlığını korumanın temel adımları vardır:
- Sigarayı bırakmak
- Düzenli egzersiz yapmak
- Kalp dostu beslenmek
- Sağlıklı kiloyu korumak
- Stresi yönetmek ve yeterli uyumak
Bu değişiklikler, ilaçlardan ve ameliyatlardan daha kalıcı ve temel bir koruma sağlar. Sağlıklı bir diyet bol sebze, meyve ve tam tahıl içermeli; tuz, şeker ve işlenmiş yağlardan uzak durulmalıdır. Haftada en az 150 dakika tempolu yürüyüş gibi orta düzeyde egzersiz hedeflenmelidir.
Bozulmuş kan dolaşımı için hangi ilaç tedavileri kullanılır?
Yaşam tarzı değişiklikleri yeterli olmadığında veya risk yüksek olduğunda, kan dolaşımını düzenlemek için çeşitli ilaçlar kullanılır. Her biri farklı bir mekanizma üzerinden etki eden bu ilaç grupları şunlardır:
- Diüretikler (İdrar söktürücüler)
- ACE İnhibitörleri ve ARB’ler (Damar gevşeticiler)
- Kalsiyum Kanal Blokerleri
- Beta Blokerler
- Statinler (Kolesterol düşürücüler)
- Antiplateletler ve Antikoagülanlar (Kan sulandırıcılar)
Anjiyoplasti ve stentleme ile tıkalı damarlardaki kan dolaşımı nasıl düzeltilir?
Anjiyoplasti, anjiyografi sırasında saptanan ciddi bir damar darlığını açma işlemidir. Darlığın olduğu bölgeye ilerletilen kateterin ucundaki küçük bir balon şişirilerek, plağın damar duvarına ezilmesi ve damarın genişletilmesi sağlanır. Çoğu zaman, damarın tekrar daralmasını önlemek için, “stent” adı verilen, tel örgüden yapılmış küçük bir metal kafes aynı bölgeye yerleştirilir. Bu stent, damar içinde kalıcı bir iskele görevi görerek kan akışının sorunsuz devam etmesini sağlar.
Koroner bypass ameliyatı ile kan dolaşımı için nasıl yeni yollar oluşturulur?
Koroner arter bypass ameliyatı özellikle çok sayıda damarda tıkanıklık olduğunda veya anjiyoplastinin uygun olmadığı durumlarda uygulanan bir açık kalp ameliyatıdır. Bu ameliyatın mantığı, tıkalı damarı açmak yerine, kanın tıkanıklığın etrafından dolaşmasını sağlayacak yeni bir yol (köprü) oluşturmaktır. Cerrah, vücudun başka bir yerinden aldığı sağlıklı bir damarı, aort ile tıkalı koroner arterin ilerisindeki bir noktaya bağlar. Böylece kan, tıkalı bölgeyi atlayarak bu yeni köprü üzerinden kalp kasını beslemeye devam eder.
Sıkça Sorulan Sorular
Kan dolaşımı bozukluğu hangi belirtilerle kendini gösterir?
Kan dolaşımı bozukluğu genellikle soğuk eller ve ayaklar, uyuşma, ciltte solgunluk, yorgunluk ve bacaklarda kramp gibi belirtilerle ortaya çıkar. Bu durum organlara yeterli oksijen gitmemesiyle ilgilidir.
Zayıf kan dolaşımı hangi hastalıklara yol açabilir?
Zayıf kan dolaşımı, varis, periferik arter hastalığı, kalp yetmezliği ve damar tıkanıklığı gibi ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Uzun vadede organ hasarı riski de artar.
Kan dolaşımını hızlandırmak için hangi besinler faydalıdır?
C vitamini, omega-3 yağ asitleri, sarımsak, zencefil ve yeşil çay dolaşımı destekleyen besinlerdir. Bu gıdalar damar esnekliğini artırarak kan akışını düzenlemeye yardımcı olur.
Soğuk havalarda kan dolaşımını korumak için ne yapılmalı?
Soğukta kan dolaşımını korumak için vücut sıcak tutulmalı, kat kat giyinilmeli, düzenli egzersiz yapılmalı ve sigara gibi damar daraltıcı alışkanlıklardan uzak durulmalıdır.
Düzenli egzersiz kan dolaşımına nasıl katkı sağlar?
Egzersiz, kalp atış hızını artırarak kanın damarlar içinde daha verimli akmasını sağlar. Ayrıca damar elastikiyetini geliştirir ve oksijen taşınımını optimize eder.
Sigara kan dolaşımını nasıl etkiler?
Sigara, damarları daraltarak kan akışını azaltır ve dokulara yeterli oksijen ulaşmasını engeller. Uzun vadede damar sertliği ve kalp-damar hastalıkları riskini artırır.
Kan dolaşımını bozan yaşam alışkanlıkları nelerdir?
Hareketsiz yaşam, düzensiz beslenme, aşırı alkol, stres ve sigara dolaşımı olumsuz etkiler. Bu alışkanlıklar damar sağlığını bozarak kan akışını yavaşlatır.
Kan dolaşım bozukluğu tedavisinde hangi yöntemler kullanılır?
Tedavi yaşam tarzı değişiklikleri, ilaç tedavisi ve gerekirse cerrahi müdahaleleri kapsar. Hedef, damar tıkanıklığını gidermek ve kan akışını normale döndürmektir.
Kan dolaşımı sorunları gebelikte neden önemlidir?
Gebelikte dolaşım sorunları, anne ve bebeğin oksijenlenmesini etkileyebilir. Bu nedenle yeterli su tüketimi, hafif egzersiz ve düzenli doktor kontrolleri önemlidir.
Kan dolaşımı bozukluğu erken teşhis edilmezse ne olur?
Erken tanı konmazsa doku hasarı, varis, kalp-damar hastalıkları ve organ fonksiyon kaybı gelişebilir. Erken müdahale komplikasyon riskini büyük ölçüde azaltır.

Prof. Dr. Mahmut Tuna Katırcıbaşı, 1998’de Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olmuş, kardiyoloji uzmanlığını 2003’te Mersin Üniversitesi’nde tamamlamıştır. Başkent Üniversitesi’nde doçent, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi’nde profesör olarak görev yapmıştır. Koroner arter hastalığı, hipertansiyon, kalp yetmezliği ve girişimsel kardiyolojide 25 yılı aşkın deneyime sahiptir. 2019’dan beri Adana Özel Medline Hastanesi’nde Kardiyoloji profesörü olarak hizmet vermektedir.

Adana'daki Kliniğimizin Konumu