Nabız, kalbin dakikada kaç kez attığını gösteren ve dolaşım sisteminin önemli bir göstergesidir. Sağlıklı bir yetişkinde dinlenme halindeki nabız genellikle dakikada 60-100 arasında değişir.
Nabız hızını etkileyen faktörler arasında fiziksel aktivite, stres, ateş, hormon seviyeleri ve kalp hastalıkları yer alır. Nabzın düzenli kontrolü, olası sağlık sorunlarının erken tespitinde önemlidir.
Düşük nabız (bradikardi) kalp iletim bozukluklarını, yüksek nabız (taşikardi) ise ritim bozukluklarını gösterebilir. Bu durumlar tıbbi değerlendirme gerektirir.
Nabız ölçümü el bileği veya boyun bölgesinden manuel olarak yapılabileceği gibi dijital cihazlarla da takip edilebilir. Doğru ölçüm, sağlık değerlendirmesinde kritik öneme sahiptir.
| Tanımı | Kalbin bir dakikada attığı ritmik vuruş sayısıdır. |
| Normal Nabız Değeri | Yetişkinlerde dakikada 60-100 atım arasıdır. |
| Bebeklerde Nabız | Daha yüksektir, genellikle 120-160 atım/dakika arasındadır. |
| Düşük Nabız (Bradikardi) | Nabzın 60’ın altına düşmesi, bazı durumlarda tehlikeli olabilir. |
| Yüksek Nabız (Taşikardi) | Nabzın 100’ün üzerine çıkması, kalp hastalıklarıyla ilişkili olabilir. |
| Ölçüm Noktaları | Bilek, boyun (karotis arter), kasık ve ayak sırtı. |
| Etkileyen Faktörler | Stres, egzersiz, kafein, uyku, hastalık, ilaçlar. |
| Düzensiz Nabız (Aritmi) | Kalbin ritminde düzensizlik olup, çarpıntı hissine neden olabilir. |
| Ölçüm Yöntemleri | Manuel ölçüm (parmaklarla), tansiyon aleti, nabız oksimetresi, akıllı saatler. |
Nabız Nedir?
Nabız, kalbin her atımında atardamarlarda hissedilen ritmik basınç dalgasıdır. Kalbin dakikadaki atım sayısını ve ritmini yansıtır. Nabız, genellikle bilek, boyun veya göğüs gibi bölgelerden elle veya cihazlarla ölçülür. Normal nabız değeri yetişkinlerde genellikle 60-100 atım/dakika arasındadır. Nabız hızı; fiziksel aktivite, duygusal durum, ilaç kullanımı ve sağlık durumuna bağlı olarak değişebilir.
Nabız ve Kalp Atış Hızı Arasındaki Fark Nedir?
Halk arasında nabız ve kalp atış hızı bazen birbirine karıştırılabiliyor veya aynı şeymiş gibi algılanabiliyor. Temel olarak kalp atış hızı, kalbinizin bir dakikada kaç kez kasıldığını ifade eder. Nabız ise bu kasılmaların atardamarlarda yarattığı basınç dalgasını, yani “dışarıdan hissedilebilir” kısmını temsil eder. Sağlıklı bir kişide, her kalp atışı periferik (uç) damarlara da ulaştığından nabız hızı çoğunlukla kalp hızı ile eşdeğerdir. Örneğin kalbiniz dakikada 70 kez atıyorsa, bileğinizde de yaklaşık dakikada 70 kez nabız hissedersiniz.
Ancak bazı durumlarda bu ikisi ayrışabilir. Örneğin “atriyal fibrilasyon” gibi düzensiz kalp ritimleri olduğunda, kalbin her atımı vücuda yeterince güçlü şekilde yansımayabilir. Yani kalp atar ama bazı atışlar, yeterince güçlü olmadıkları için nabızda hissedilmez. Bu durumda “nabız defisiti” dediğimiz, kalp hızıyla nabız sayısı arasındaki fark ortaya çıkar. Uygun tedavi ve takip gerektiren bu gibi tıbbi durumlarda, kalp atış hızı ve nabzın düzeni özel cihazlar veya hekimin stetoskopla dinlemesiyle daha yakından incelenir.
Basitçe anlatmak gerekirse; kalp atış hızı “mutfakta yanan ocağın kaç kez kıvılcım çıkardığı”ysa, nabız bu kıvılcımın “mutfaktaki her tüpe ya da su kazanına kaç kez tam anlamıyla yansıdığı”dır. Normal şartlarda ikisi aynı olur; fakat bazı durumlarda kalp atışlarınızın hepsi nabzınıza yansımayabilir.
Nabzı Etkileyen Faktörler Nelerdir?
Nabız hızımız (dakikadaki atım sayısı) ve nabzın “karakteri” (düzenli mi, güçlü mü, zayıf mı) birçok etkene göre değişir. Bunları ana hatlarıyla şöyle sıralayabiliriz:
Yaş
- Yeni doğan bebeklerin kalbi oldukça hızlı atar, nabızları 120-160 bpm (beats per minute) arasında değişebilir.
- Yaş ilerledikçe bu aralık düşer. Yetişkinlikte tipik aralık 60-100 bpm iken, ileri yaşta 70-90 bpm arasında seyredebilir.
Fiziksel Aktivite ve Kondisyon
- Düzenli egzersiz yapan, özellikle kardiyovasküler egzersizlerle uğraşan kişilerin nabzı genel olarak düşüktür. Örneğin profesyonel bir maraton koşucusunun istirahat nabzı 40-50 bpm gibi oldukça düşük rakamlarda seyredebilir.
- Sedanter (hareketsiz) yaşam tarzı olan kişilerde ise kalp, aynı miktarda kanı pompalayabilmek için daha sık atmak zorunda kalabilir.
Stres ve Duygusal Durum
- Sıkıntılı bir an yaşadığımızda ya da aşırı heyecanlandığımızda, vücuda adrenalin ve benzeri stres hormonları salgılanır. Bu hormonlar da kalp atış hızını artırır.
- Heyecanlı bir film izlerken ya da korktuğumuz bir durumda nabzınızın hızlandığını fark etmişsinizdir; bu tamamen vücudun “savaş ya da kaç” mekanizmasıyla ilgilidir.
Sıcaklık ve Çevre Koşulları
- Yüksek sıcaklıkta vücut ısısı artar, buna karşılık damarlar genişler (vazodilatasyon). Kan dolaşımını sürdürebilmek için kalp biraz daha hızlı atabilir. Bu nedenle sıcak havalarda nabız artışı normaldir.
- Soğuk ortamlarda ise damarlar büzüşebilir (vazokonstriksiyon), bu da nabzı bir miktar azaltabilir.
Vücut Yapısı ve Kilo
- Aşırı kilolu kişilerde kalp, vücuttaki tüm dokulara kan ulaştırmak için daha fazla efor sarf edebilir. Bu durumda nabız yükselmeye eğilimlidir.
- Zayıf veya normal kilodaki bireylerde kalp atımı daha “rahat” olabilir, bu da istirahat nabzını düşük tutabilir.
Hormonal Durumlar
- Tiroid hormonları kalp hızının önemli belirleyicilerindendir. Fazla çalışması durumunda (hipertiroidi) nabız artar, yetersiz çalışması (hipotiroidi) durumunda ise nabız yavaşlar.
- Adrenal bezlerden salgılanan adrenalin, noradrenalin gibi hormonlar da duygusal tepkilerimizle birlikte nabzı değiştirebilir.
Kullandığımız İlaçlar
- Beta-bloker gibi bazı kalp ilaçları nabzı düşürür.
- Bazı astım ilaçları ve uyarıcılar, nabzı yükseltebilir.
- Kahve, çay, enerji içeceği gibi kafein içeren gıdalar da kalp atış hızını geçici olarak artırabilir.
Akut veya Kronik Hastalıklar
- Ateşli bir hastalık geçirirken vücut ısısı yükselir ve nabız da buna eşlik ederek hızlanır.
- Diyabet veya hipertansiyon gibi kronik rahatsızlıklarda uzun vadede kalp hızı düzeni de etkilenebilir.
Bunlar dışında daha pek çok faktör bulunsa da en önemli değişkenlerin başında yaşam biçimi, duygu durumu ve genel sağlık hali gelir. Nabız, vücudun “haberleşme dili” gibidir; eğer bir rahatsızlık varsa çoğunlukla nabzımızda da bir değişim oluşur.
İdeal Nabız Kaç Olmalı?
İdeal nabız aralığı, aslında kişiden kişiye değişebilmekle birlikte genel kabul gören bazı ölçütler vardır. Yaygın olarak:
- Yetişkinlerde: Dakikada 60-100 atım (bpm) normal kabul edilir.
- İyi antrene olmuş sporcularda: 40-60 bpm arası bile “normal” olabilir. Burada düşük nabız, kalbin aynı miktarda kanı daha az atımla dolaştırabildiğini, yani daha güçlü ve verimli çalıştığını gösterir.
- Yaşlı bireylerde: 60-90 bpm aralığında değerler sıklıkla görülür.
Ancak son dönemde bazı bilimsel yayınlar, 60-100 bpm yerine 50-90 bpm aralığının daha sağlıklı bir “referans aralık” olabileceğini öne sürmüştür. Bunun altında yatan fikir, 100 bpm’e yakın değerlerin uzun vadede yüksek kalp atış hızına işaret edebileceğidir. 100 bpm elbette bir hastalık sınırı demek değildir ama istirahat halinde sürekli 100 bpm ve üzerinde seyreden bir nabız, “kalbin biraz fazla mesai yaptığını” düşündürebilir.
“İdeal nabız” tanımı, sizin yaşam stilinize, yaşınıza, fiziksel kondisiyonunuza ve sağlık geçmişinize göre değişir. Örneğin koşuyu hayat tarzı haline getirmiş bir bireyde 50 bpm civarı bir nabız olağandır. Bununla birlikte hiç spor yapmayan birinde 55 bpm gibi bir nabız tıbbi olarak “normal” olsa bile altta yatan başka bir sebep olup olmadığını incelemek gerekebilir. Her “düşük” nabız sağlıklı, her “yüksek” nabız ise hastalıklı değildir; bağlam çok önemlidir.
Vücudunuzu iyi tanımak ve trendleri takip etmek, bu noktada size müthiş bir avantaj kazandırır. Nabzınızın rutin değerlerini bilmek, herhangi bir sıra dışı durumda erken alarm çanlarını duymanıza yardımcı olur.
Nabız Nasıl Ölçülür?
Nabzınızı ölçmek aslında son derece kolay bir işlemdir. İhtiyacınız olan şey sadece bir saat (kronometre) ve birkaç dakikalık sakin bir ortam. Elbette günümüzde akıllı saatler, akıllı bileklikler, telefon uygulamaları ve hatta tıbbi cihazlar (örneğin nabız oksimetreler) da bu işi sizin yerinize yapabiliyor. Yine de “en temel” manuel yöntemi bilmek her zaman avantajlıdır.
Doğru Pozisyon Alın
- Oturun veya yatar pozisyona geçin. Rahat bir şekilde en az 5 dakika dinlenmiş olun ki nabzınız istirahat haline gelsin.
- Mümkünse sessiz bir ortamda olmaya özen gösterin.
El Bileği (Radial Nabız) Ölçümü
- Avucunuzu yukarı çevirip bileğinizin iç kısmına iki parmağınızı (işaret ve orta) hafifçe bastırın.
- Başparmağınızla nabız aramak önerilmez; çünkü başparmağın kendi nabzı olduğundan sizi yanıltabilir.
- Arterin hafif bir atım yaptığı noktayı hissedene kadar çok bastırmadan parmaklarınızı gezdirin.
Süreyi Ayarla ve Say
- Dakika tutan bir saat veya kronometre kullanın.
- 1 dakika boyunca hissettiğiniz her atımı sayın. Bazıları 15 saniye sayıp 4 ile çarpar; ancak nabız düzensizse bu yöntem hatalı sonuç verebilir. En doğru sonuç için 60 saniye boyunca saymak en iyisidir.
Kaydedin
- Elde ettiğiniz sayıyı bir yere not edin veya aklınızda tutun. Eğer bu ölçümü düzenli yapıyorsanız bir günlük şeklinde takip etmeniz ileride sağlık profesyonelleri için de önemli bilgiler sağlayabilir.
Boyun (Karotis Nabız) Ölçümü
- Arama noktanız genellikle “gırtlağın” yan tarafı, hafifçe çene köşesi hizasıdır.
- Ancak bu yöntemde dikkatli olmak gerekir; çünkü karotis sinüsüne aşırı baskı yapmak bazı kişilerde baygınlığa neden olabilir. Hassas ve nazikçe bastırmak yeterlidir.
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte nabız oksimetre veya akıllı saat gibi cihazlar da son derece pratik hale geldi. Nabız oksimetre, parmak ucundan oksijen satürasyonunu ölçerken nabzınızı da göstermiş olur. Akıllı saatler veya bilekliklerse adım takibi, kalori hesabı gibi verileri topladığı gibi nabız bilgisini de gün boyu kaydeder. Bu özellikle egzersiz sırasındaki ya da stres altındaki nabız değişimlerini görmek açısından çok faydalıdır.
Yüksek Nabzın Olası Sonuçları Nelerdir?
“Nabzım biraz yüksek çıkıyor, bunun ne zararı var?” diye düşünebilirsiniz. Elbette kısa süreli nabız yükselmelerinin çoğu zaman normal fizyolojik nedenleri vardır: Koştuğunuzda, streslendiğinizde, heyecanlandığınızda kalbiniz daha sık atar. Sorun, bu yükselişin kalıcı ya da tekrarlayıcı bir hal almasıdır.
Uzun Vadede Kalp Yorgunluğu
- Kalp kası, sürekli yüksek tempoda çalıştığı zaman, uzun vadede daha fazla efor sarf eder. Tıpkı gün boyu koşan bir motorun aşırı ısınması gibi düşünebilirsiniz.
- Kronik olarak yüksek nabız, kalbin üzerinde artan bir yük demektir. Bu da ileride kalp kasının yorulmasına, kalp yetmezliği gibi durumların görülme riskine katkıda bulunabilir.
Hipertansiyon ve Diğer Kalp Hastalıkları
- Yüksek nabız genellikle yüksek tansiyonla el ele gidebilir. Her zaman bu ikisi birlikte olacak diye bir kural yoktur; ancak sık nabız yükselmeleri hipertansiyon açısından da bir alarm olabilir.
- Endotel fonksiyon bozukluğu, arterlerde sertleşme gibi süreçler de uzun vadede hızlanan kalp atımıyla ilişkilendirilebilir.
Ritim Bozuklukları
- Nabzın sürekli yüksek seyretmesi (örneğin 100-120 bpm arası) bazı ritim bozukluklarını da işaret edebilir. Taşikardinin altta yatan farklı nedenleri olabilir ve bazen tıbbi müdahale gerektirir.
- “Supraventriküler taşikardi” gibi durumlarda aniden başlayan ve oldukça yüksek değerlere çıkan nabız atakları yaşanabilir.
Stres ve Kaygının Etkisi
- Modern hayatın getirdiği stres, nabız artışına en büyük katkıyı sağlayan etkenlerden biridir. Eğer sürekli bir stres altındaysanız, kalbiniz normalden daha yüksek bir tempoda atmayı alışkanlık haline getirebilir.
- Bu durumun yarattığı kronik yük, sinir sistemini ve genel sağlık dengesini de bozabilir.
Eğer dinlenme halinde sıkça 100 bpm üzerinde nabız ölçüyorsanız ve bu durum yaşam tarzı, kafein tüketimi, heyecan gibi geçici faktörlerle açıklanamayacak bir sıklıkta tekrar ediyorsa, bir sağlık uzmanıyla görüşmekte yarar var. Kimi zaman ufak bir beslenme düzenlemesi veya stres yönetimiyle kolayca düzeltilebilecek bir durum kimi zamansa daha kapsamlı inceleme ve tedavi gerektiren altta yatan bir rahatsızlık olabilir.
Yüksek Nabız Nasıl Düşürülür?
Yüksek nabız (taşikardi), stres, ateş, susuzluk, tiroit problemleri veya kalp hastalıkları gibi birçok nedenle ortaya çıkabilir. Ani durumlarda kalp hızını düşürmek için uygulanabilecek yöntemler şunlardır:
- Derin nefes alıp verme ve gevşeme teknikleri kalbi sakinleştirir.
- Soğuk su içmek veya yüzü soğuk suyla yıkamak vagus sinirini uyararak nabzı yavaşlatabilir.
- Kafein ve nikotin tüketiminden kaçınmak kalp hızını kontrol altına alır.
- Düzenli egzersiz yapmak uzun vadede kalp hızını dengelemeye yardımcı olur.
- Yeterli sıvı almak ve elektrolit dengesini korumak önemlidir.
- Doktorun önerdiği ilaçlar (örneğin beta blokerler) gerekli durumlarda kullanılabilir.
Yüksek nabız sık tekrar ediyorsa veya göğüs ağrısı, baş dönmesi gibi şikâyetler eşlik ediyorsa mutlaka kardiyoloji uzmanına başvurulmalıdır.
Düşük Nabız Normal Midir?
Düşük nabız her zaman endişe verici değildir. Özellikle aktif olarak spor yapan kişilerde kalbin dakikada daha az sayıda atarak vücuda yeterli kanı pompalayabilmesi çok yaygın bir durumdur. Bu “sporcu kalbi” fenomeni, kalp kasının güçlenmesi ve tek bir atımda daha fazla kanı vücuda gönderebilmesi sayesinde ortaya çıkar. Böylece vücudun ihtiyacı karşılanır, kalbin fazla mesai yapmasına gerek kalmaz.
Ancak hiç spor yapmayan, aksine sedanter bir hayat süren bir kişinin nabzı sürekli 50 bpm ve altındaysa bu bradikardi olarak tanımlanabilir ve farklı bir inceleme gerekebilir. Özellikle bayılma, baş dönmesi, halsizlik gibi belirtilerle birlikte görülüyorsa durum daha ciddiye alınmalıdır. Bazı kişilerde, kalbin elektriksel iletim sisteminde bir sorun olabilir (örneğin “AV blok”), bu da kalp atışını yavaşlatır.
Buna ek olarak tiroidin az çalışması (hipotiroidi), bazı nörolojik hastalıklar veya kullanılan beta-bloker gibi ilaçlar da nabzı düşürebilir. Düşük nabızda önemli nokta, kişinin kendini nasıl hissettiğidir. Hiçbir semptom yoksa ve kişi enerjik, aktif hayatına devam ediyorsa, bu genellikle fizyolojik bir durum olarak değerlendirilir.
Nabzınızı Nasıl Düzenleyebilirsiniz?
Nabız, anlık duygusal durumlardan tutun da genel sağlık durumumuza kadar birçok faktörle şekillenir. Dolayısıyla nabzı düzenlemek de aslında “bütüncül” bir yaklaşımı gerektirir. İşte nabzınızı daha sağlıklı seviyelerde tutmak için yapabileceğiniz bazı yaşam tarzı değişiklikleri ve öneriler:
Düzenli Egzersiz Yapın
- Yürüyüş, koşu, yüzme, bisiklet gibi aerobik aktiviteler kalbinizin kondüsyonunu artırır.
- Haftada 3-4 kez, en az 30 dakikalık tempolu yürüyüşler bile nabız dengesine önemli katkı sağlar.
- Egzersiz sonrası nabzınızın ne kadar hızlı toparlandığına bakmak, kalp kondisyonunuzun önemli bir göstergesidir.
Stres Yönetimi Tekniklerini Öğrenin
- Meditasyon, yoga, derin nefes egzersizleri kalp ritmini düzenler, sakinleştirir.
- Duygusal gerginliği azaltmak için hobiler, müzik, sanat ve doğada zaman geçirmek oldukça etkili olabilir.
- Akıllı telefonlar için geliştirilen bazı stres ölçer uygulamalar ve biofeedback cihazları, nabzınızdaki değişimleri izleyerek farkındalık kazanmanıza yardımcı olabilir.
Kafein ve Sigara Tüketimine Dikkat Edin
- Fazla kahve, çay, enerji içeceği tüketimi nabzınızı hızlandırabilir. Kafein alımını makul düzeyde tutmakta fayda var.
- Sigara içimi, sadece kalbinize ek yük bindirmekle kalmaz, damar sağlığını da olumsuz etkiler. Sigarayı bırakmak nabzınızın sakinleşmesini sağlar ve kalp sağlığınızı uzun vadede korur.
Alkol Kullanımını Sınırlayın
- Aşırı alkol tüketimi kalp ritmini bozabilir, çarpıntılara neden olabilir.
- Özellikle “tatil dönemi” veya kutlamalar sırasında fazla alkol tüketiminin ertesi gün kalp hızını olumsuz etkilediğini gözlemleyebilirsiniz.
Kaliteli Uykuya Önem Verin
- Yeterli ve derin bir uyku, vücudun onarım sürecidir. Uykusuzluk veya kalitesiz uyku, stres hormonlarını yükselterek nabzınızı arttırabilir.
- Uykudan önce elektronik cihazlara ara vermek, karanlık ve sessiz bir ortamda uyumak kaliteli uyku için kritik adımlardır.
Sağlıklı Beslenmeye Özen Gösterin
- Meyve, sebze, tam tahıllar ve yağsız protein kaynakları kalp dostu bir beslenme programının temelini oluşturur.
- Özellikle bol lifli gıdalar ve Omega-3 yağ asitleri (balık, ceviz, keten tohumu) kalp sağlığını destekler.
- Aşırı tuz tüketimi tansiyonu etkilediği gibi dolaylı olarak kalp atış hızında da sorunlara yol açabilir.
Vücut Ağırlığınızı Kontrol Altında Tutun
- Aşırı kilo, kalbin iş yükünü arttırır ve dinlenme nabzını yükseltebilir.
- Kilo vermek, kalbinizin işini kolaylaştırdığı gibi tansiyon ve nabız değerlerini de sağlıklı aralıklarda tutmanıza yardımcı olur.
Düzenli Kontroller Yaptırın
- Belirli aralıklarla kalp sağlığı taraması (EKG, efor testi, kan tahlilleri) yaptırmak olası sorunları erken yakalamanızı sağlar.
- Nabız takibi de bu kontrollerin tamamlayıcısıdır. Gerekirse evde rutin ölçümler yaparak trendleri kaydedebilirsiniz.
Nabzınızı düzenlemek aslında “yaşam tarzınızı düzenlemek” anlamına gelir. Bu yüzden atılacak her adım, yalnızca kalbinize değil genel sağlık tablonuza da olumlu yansıyacaktır.
Ne Zaman Doktora Başvurmalısınız?
Nabzınız, doğal olarak gün içerisinde değişkenlik gösterir. Yemek yediğinizde, heyecanlandığınızda, spor yaptığınızda veya korktuğunuzda yükselebilir; yine sakinleştiğinizde düşebilir. Kısa süreli dalgalanmalar genellikle normaldir. Ancak bazı durumlar vardır ki kesinlikle tıbbi destek almayı gerektirir:
İstirahat Halinde Sürekli Yüksek Nabız (Dakikada 100’ün Üstü)
- Yorucu bir aktivite yapmıyorken veya stres altında değilken bile nabzınız sıklıkla 100 bpm ve üzerinde seyrediyorsa hekime danışmak önemlidir.
- Bu durum kalbin fazla efor sarf ettiğini, olası bir hormonal veya metabolik sorunun işareti olabileceğini düşündürür.
Çok Düşük Nabız (Dakikada 50’nin Altı) ve Belirgin Semptomlar
- Sürekli 50 bpm ve altında ölçüm alıyorsanız ve buna yorgunluk, baş dönmesi, bayılma gibi belirtiler eşlik ediyorsa bir sorun olabilir.
- İlaç kaynaklı olabileceği gibi, kalp iletim sisteminde de bir bozukluk söz konusu olabilir.
Beklenmeyen Çarpıntılar ve Kalp Ritmi Düzensizlikleri
- Kalp atışlarının bir anda hızlanıp yavaşlaması veya tamamen düzensiz bir ritim hissetmeniz (örneğin atriyal fibrilasyon, ekstrasistol gibi durumlar) durumunda kapsamlı bir değerlendirme şarttır.
- Bazı çarpıntı atakları “supraventriküler taşikardi” gibi tabloların habercisi olabilir. Kalbe yönelik erken tanı ve tedavi, ileride olası komplikasyonları önlemede çok etkilidir.
Göğüs Ağrısı, Nefes Darlığı, Bayılma Gibi Bulgularla Birlikte Nabız Anormallikleri
- Göğüs ağrısı, ciddi kalp sorunlarının ilk habercisi olabilir. Buna yüksek veya düzensiz nabız eşlik ediyorsa zaman kaybetmeden bir sağlık merkezine başvurulmalıdır.
- Bayılma (senkop) ataklarının nedenleri arasında kalple ilgili ritim problemleri de vardır; bu nedenle bayılma hikâyeleriniz varsa nabız ölçümleriniz ve EKG gibi tetkikler çok değerli bilgiler sunar.
Aile Öyküsü ve Kişisel Risk Faktörleri
- Ailenizde erken yaşta kalp krizi, genetik ritim bozukluğu gibi hastalık öyküleri varsa nabız takibini daha sık yapmanız ve herhangi bir şüphe durumunda doktora gitmeniz yerinde olur.
- Sigara kullanımı, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, diyabet gibi risk faktörleriniz varsa düzenli kalp kontrolü ihmal edilmemelidir.
Özellikle yüksek tansiyon, diyabet, obezite gibi kronik hastalıklara sahip bireylerin nabız düzeninde değişim olması, o kronik hastalığın kontrolünden çıktığına dair bir uyarı da olabilir. Bu kişilerin hekim takibini kesinlikle aksatmaması gerekir.
Nabız Değerlerinizi Yorumlarken Nelere Dikkat Etmelisiniz?
Nabız, kalbinizi ve dolayısıyla vücudunuzun genel sağlık durumunu dışarıya yansıtan en basit işaretlerden biridir. Arabanın gösterge panelindeki devir saatine benzer şekilde nabzınıza bakarak kalbinizin ne kadar “devirle” çalıştığını anlayabiliriz. Bu hem günlük hayatta kendi kendinize “kontrol noktası” oluşturmanız hem de gerektiğinde hekime başvurduğunuzda elinizde değerli bilgiler olması açısından önemlidir.
İdeal nabız kişiye göre değişebilse de yetişkinler için kabaca 60-100 bpm (veya bazı araştırmalara göre 50-90 bpm) aralığında değerlendirilir.
Sporcular, düzenli egzersiz yapanlar ve stres yönetimini iyi sağlayan kişilerde dinlenme nabzı genellikle daha düşüktür. Bu çoğunlukla iyi bir kondisyona işaret eder.
Nabzı etkileyen faktörler arasında yaş, kilo, stres, hormonlar, fiziksel aktivite, hava sıcaklığı, uyku düzeni ve ilaç kullanımı gibi birçok bileşen vardır.
Yüksek nabız (taşikardi) durumunda kalp, olması gerekenden daha fazla çarpıyorsa, bu uzun vadede kalp yorgunluğuna ve farklı kalp hastalıklarına zemin hazırlayabilir. Nedenleri araştırılmalıdır.
Düşük nabız (bradikardi), özellikle sporcular ve bazı genetik yapıya sahip insanlarda normal olabilir. Ancak bilinmeyen bir nedenle belirgin şikâyetlerle birlikte gelişiyorsa mutlaka incelenmesi gerekir.
Nabzınızı ölçmek için bilek veya boyun en kolay erişebileceğiniz noktalardır. 60 saniye boyunca saymak en doğru sonucu verir. Ayrıca akıllı saatler, nabız oksimetreler ve telefon uygulamaları gibi modern teknolojileri de kullanabilirsiniz.
Nabzınızı düzenlemek için öncelikle yaşam tarzınıza bakmalısınız. Düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme, yeterli uyku, stres yönetimi ve zararlı alışkanlıklardan kaçınma nabzınızı doğal bir aralıkta tutmaya yardımcı olur.
Eğer dinlenme halinde sıklıkla 100 bpm üzeri değerler alıyorsanız veya 50 bpm altında seyrediyorsa ve bayılma, nefes darlığı gibi belirtilerle birleşiyorsa mutlaka tıbbi değerlendirme almanız önerilir.
Hangi yaşta veya hangi meslekte olursanız olun, nabız “vücudunuzun dili”dir. Onu okumak için özel bir uzmanlığa ihtiyacınız yok. Parmaklarınızı bileğinize koyup, saatinize bakarak veya günümüzde teknolojinin sunduğu basit bir cihaz kullanarak, vücudunuzu yakından tanıyabilir; gerektiğinde erken önlem alma şansınızı artırabilirsiniz.

Prof. Dr. Mahmut Tuna Katırcıbaşı, 1998’de Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olmuş, kardiyoloji uzmanlığını 2003’te Mersin Üniversitesi’nde tamamlamıştır. Başkent Üniversitesi’nde doçent, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi’nde profesör olarak görev yapmıştır. Koroner arter hastalığı, hipertansiyon, kalp yetmezliği ve girişimsel kardiyolojide 25 yılı aşkın deneyime sahiptir. 2019’dan beri Adana Özel Medline Hastanesi’nde Kardiyoloji profesörü olarak hizmet vermektedir.

Adana'daki Kliniğimizin Konumu