Karotis arter darlığı, boyunda yer alan ana atardamarlarda daralma veya tıkanma oluşması durumudur. Bu durum, beyne giden kan akışını azaltarak felç riskini artırır. Erken teşhis ve uygun tedavi, ciddi komplikasyonların önlenmesinde büyük önem taşır.
Karotis arter darlığının en yaygın nedeni aterosklerozdur. Damar duvarlarında plak birikmesi, kan akışını engeller ve pıhtı oluşumuna zemin hazırlar. Sigara kullanımı, yüksek kolesterol ve hipertansiyon hastalığın gelişiminde önemli rol oynar.
Hastalık genellikle sessiz ilerler ancak geçici görme kaybı, konuşma bozukluğu veya vücutta tek taraflı güçsüzlük gibi belirtiler görülebilir. Bu semptomlar, acil tıbbi müdahale gerektiren durumların habercisidir.
Tedavi seçenekleri arasında ilaç tedavisi, yaşam tarzı değişiklikleri ve cerrahi girişimler bulunur. Endarterektomi veya stentleme gibi işlemler, damar açıklığını sağlayarak beyne giden kan akışını iyileştirir. Düzenli takip, tedavinin başarısını destekler.
Karotis Arter Darlığı Tam Olarak Nedir?
Şah damarlarınız, yani karotis arterleriniz, kalbinizden aldığı oksijen ve besin dolu kanı beyninize ulaştıran hayati boru hatları gibidir. Karotis arter darlığı geliştiğinde, bu damarların iç duvarlarında zamanla yağ, kolesterol ve kireç gibi maddeler birikerek plak adı verilen yapılar oluşturur. Bu plaklar damarın içini yavaş yavaş daraltır. Sonuç olarak damarın içinden geçen kan miktarı azalır. Bu durum beyin fonksiyonları için kritik bir sorun teşkil eder.
Karotis Arter Darlığı Beyin Sağlığımızı Neden Tehdit Eder?
Beynimiz, tüm fonksiyonlarını yerine getirebilmek için sürekli ve yeterli miktarda oksijen ile besine ihtiyaç duyar. Karotis arter darlığı, bu hayati akışı tehlikeye atar. Damar daraldıkça beyne giden kan azalır. Eğer bu kan akışı kritik bir seviyenin altına düşerse veya aniden kesilirse, beyin hücreleri hızla hasar görmeye başlar. Bu durumun en korkulan sonucu inmedir. İnme, kalıcı beyin hasarına, engelliliğe ve hatta hayati tehlikeye neden olabilir. Karotis arter darlığı, inmelerin önemli bir bölümünden sorumlu olduğu için erken teşhisi ve tedavisi büyük önem taşır.
Karotis Arter Darlığının Temel Sebebi Olan Ateroskleroz Nasıl Oluşur?
Karotis arter darlığının en yaygın nedeni aterosklerozdur. Halk arasında damar sertleşmesi olarak da bilinir. Sağlıklı atardamarlar esnek ve iç yüzeyleri pürüzsüzdür. Ancak bazı faktörler nedeniyle damarların iç yüzeyinde zamanla minik hasarlar oluşabilir. İşte ateroskleroz bu hasarlı bölgelerde başlar. Kanda dolaşan kötü kolesterol (LDL), yağ parçacıkları ve bazı hücreler bu hasarlı bölgelere yapışır. Zamanla bu birikintiler büyüyerek plakları oluşturur. Plaklar büyüdükçe damar duvarı kalınlaşır, esnekliğini kaybeder ve damarın iç boşluğu daralır.
Karotis Arter Darlığındaki Plaklar İnme veya GİA’ya Nasıl Zemin Hazırlar?
Karotis arter darlığındaki plaklar birkaç farklı şekilde inme veya geçici iskemik atak (GİA) riskini artırır. Birincisi, plak büyüyerek damarı iyice daraltabilir ve beyne giden kan akışını ciddi şekilde azaltabilir. İkincisi, bazı plaklar oldukça kırılgandır. Bu tür hassas plaklar aniden yırtılabilir. Yırtılan plağın içeriği kan dolaşımına karışır ve bu bölgede hızla bir kan pıhtısı oluşabilir. Bu pıhtıdan kopan bir parça veya plağın kendisinden ayrılan bir bölüm, kan akımıyla beyne taşınarak daha küçük bir damarı tıkayabilir. Bu da ani bir inmeye yol açar. Eğer tıkanıklık geçiciyse ve kısa sürede düzelirse, bu duruma GİA denir. GİA, yaklaşan bir inmenin önemli bir uyarı işaretidir.
Karotis Arter Darlığı İçin Yaş ve Genetik Gibi Değiştirilemeyen Riskler Nelerdir?
Karotis arter darlığı gelişiminde bazı risk faktörleri vardır ki bunlar üzerinde pek kontrolümüz yoktur. Bunların başında ileri yaş gelir. Yaşlandıkça damarlarımız doğal olarak esnekliklerini bir miktar kaybeder ve ateroskleroza daha yatkın hale gelirler. Bir diğer önemli faktör aile öyküsüdür. Eğer birinci derece akrabalarınızda yani annenizde, babanızda veya kardeşlerinizde erken yaşta kalp hastalığı, inme veya damar sertleşmesi gibi sorunlar varsa, sizin de karotis arter darlığı geliştirme riskiniz artabilir. Bu durum genetik bir yatkınlığın olabileceğini gösterir. Ayrıca erkek cinsiyetinde, özellikle orta yaş ve sonrasında, kadınlara kıyasla karotis arter darlığı riski biraz daha yüksek olma eğilimindedir.
Yaşam Tarzımız Karotis Arter Darlığı Riskini Nasıl Etkiler?
Karotis arter darlığı riskini artıran birçok faktör, aslında günlük alışkanlıklarımızla ve yaşam tarzımızla yakından ilişkilidir. İyi haber şu ki bu faktörlerin çoğunu kontrol altına alabiliriz. Örneğin yüksek tansiyon yani hipertansiyon, damar duvarlarına sürekli bir baskı uygulayarak hasar verir ve plak oluşumunu hızlandırır. Sigara kullanımı ise damarların iç yüzeyini doğrudan tahriş eder ve ateroskleroz sürecini ciddi şekilde tetikler. Diyabet yani şeker hastalığı da kan damarlarına zarar vererek riski artırır. Kanınızdaki kötü kolesterol (LDL) ve trigliserit seviyelerinin yüksek olması da plak birikimini kolaylaştırır. Fazla kilolu olmak, hareketsiz bir yaşam sürmek ve sağlıksız beslenmek de karotis arter darlığı riskini yükselten diğer önemli etkenlerdir.
Fibromüsküler Displazi (FMD) Karotis Arter Darlığına Nadiren Nasıl Yol Açar?
Karotis arter darlığının çok büyük bir kısmı ateroskleroza bağlı olsa da fibromüsküler displazi (FMD) gibi daha nadir durumlar da bu soruna neden olabilir. FMD, atardamar duvarlarındaki hücrelerin anormal bir şekilde gelişmesiyle karakterize, aterosklerozdan farklı bir hastalıktır. Bu durum plak birikimiyle ilgili değildir. FMD, damar duvarında daralmalara, genişlemelere (anevrizma) veya yırtılmalara (diseksiyon) yol açabilir. En sık böbrekleri besleyen renal arterleri ve şah damarlarının (karotis arterler) beyne yakın üst kısımlarını etkiler. Özellikle genç ve orta yaşlı kadınlarda daha sık görülür. FMD’nin kesin nedeni tam bilinmese de genetik ve hormonal faktörlerin rol oynadığı düşünülmektedir. FMD de karotis arterlerde daralmaya yol açarak inme veya GİA gibi belirtilere neden olabilir.
Karotis Arter Darlığı Çoğunlukla Hangi Belirtilerle Ortaya Çıkar?
Karotis arter darlığı, ne yazık ki erken evrelerinde genellikle hiçbir belirti vermez. Yani kişi, boynundaki damarlarda ciddi bir sorun geliştiğinin farkında olmadan yaşamına devam edebilir. Bu nedenle “sessiz tehlike” olarak da adlandırılır. Bazen, başka bir nedenle yapılan doktor muayenesi sırasında, hekimin stetoskopla boynu dinlerken duyduğu anormal bir damar sesi olan “üfürüm”, karotis arter darlığına dair bir ipucu olabilir. Ancak üfürümün varlığı her zaman kesin bir darlık olduğu anlamına gelmez. Hastalık ilerleyip damardaki daralma kritik seviyelere ulaştığında ise belirtiler ortaya çıkmaya başlar. Bu belirtiler genellikle ani başlar ve sıklıkla geçici iskemik atak (GİA) veya tam gelişmiş bir inme şeklinde kendini gösterir.
Karotis Arter Darlığında Hangi Belirtiler Acil Müdahale Gerektirir?
Karotis arter darlığının en ciddi sonucu inmedir ve bazı belirtiler görüldüğünde hiç vakit kaybetmeden acil tıbbi yardım almak hayati önem taşır. Bu belirtileri kolay hatırlamak için YKKZ kısaltmasını kullanabiliriz. Yüzde ani kayma veya uyuşma, kolda veya bacakta özellikle vücudun bir tarafında aniden başlayan güçsüzlük veya his kaybı, konuşmada aniden bozulma, kelimeleri bulamama, peltek konuşma veya konuşulanı anlama güçlüğü gibi durumlar acil müdahale gerektirir. Zaman bu durumda çok kritiktir. Bu belirtilerden herhangi biri ortaya çıkarsa, belirtiler kısa sürede geçmiş gibi görünse bile derhal 112 acil yardım hattı aranmalı veya en yakın acil servise başvurulmalıdır. Unutmayın geçici iskemik atak (GİA) belirtileri de aynıdır ve GİA, büyük bir inmenin habercisi olabilir.
Karotis Arter Darlığı Şüphesi Varsa Hangi Muayeneler Yapılır?
Eğer karotis arter darlığından şüpheleniliyorsa, doktorunuz öncelikle sizinle detaylı bir görüşme yapacaktır. Bu görüşmede tıbbi geçmişiniz, varsa geçirdiğiniz hastalıklar, kullandığınız ilaçlar ve ailenizdeki damar hastalığı öyküsü gibi konular konuşulur. Daha önce geçici iskemik atak veya inme benzeri belirtiler yaşayıp yaşamadığınız özellikle sorgulanır. Ardından kapsamlı bir fizik muayene yapılır. Bu muayene sırasında doktorunuz, stetoskop yardımıyla boynunuzdaki şah damarlarını dinleyerek “üfürüm” adı verilen anormal bir kan akım sesi olup olmadığını kontrol edebilir. Üfürüm, daralmış bir arterden geçen kanın türbülanslı akışından kaynaklanabilir ancak tek başına tanı koymak için yeterli değildir.
Karotis Arter Darlığı Tanısında Hangi Görüntüleme Teknikleri Kullanılır?
Fizik muayene ve tıbbi öykü sonrası karotis arter darlığı şüphesi devam ediyorsa, kesin tanı ve darlığın ciddiyetini belirlemek için çeşitli görüntüleme yöntemlerine başvurulur. Genellikle ilk tercih edilen yöntem karotis dupleks ultrasondur. Bu test, ses dalgaları kullanarak şah damarlarınızın görüntülerini oluşturur ve içlerindeki kan akış hızını ölçer. Ağrısız, radyasyon içermeyen ve güvenilir bir yöntemdir. Duruma göre, doktorunuz daha detaylı bilgi almak için bilgisayarlı tomografi anjiyografi (BTA) veya manyetik rezonans anjiyografi (MRA) isteyebilir. BTA, kontrast madde kullanılarak damarların üç boyutlu görüntülerini sağlarken, MRA da benzer şekilde detaylı görüntüler sunar ve özellikle plağın yapısı hakkında bilgi verebilir. Eskiden sıkça kullanılan dijital substraksiyon anjiyografi (DSA) ise daha girişimsel bir yöntem olduğu için günümüzde daha nadir tercih edilir.
Karotis Arter Darlığının Şiddeti Nasıl Ölçülür ve Sınıflandırılır?
Karotis arter darlığının tanısı görüntüleme yöntemleriyle konulduktan sonra, bir sonraki önemli adım darlığın ciddiyetinin yani şiddetinin belirlenmesidir. Bu tedavi planlamasında kritik bir rol oynar. Görüntüleme testlerinden elde edilen bilgilerle, şah damarındaki daralmanın derecesi yüzdesel olarak ifade edilir. Örneğin damarın normal olması gereken çapına göre ne kadar daraldığı hesaplanır. %50 darlık, damar iç çapının yarı yarıya azaldığı anlamına gelirken, %70-99 arası darlık ciddi bir daralmayı ifade eder. Bu derecelendirme için uluslararası kabul görmüş çeşitli kriterler ve sınıflandırma sistemleri (örneğin NASCET kriterleri) kullanılır. Doktorunuz, bu yüzdeye ve sizin genel durumunuza göre en uygun tedavi yaklaşımını belirleyecektir.
Karotis Arter Darlığı Tedavisinde Genel Yaklaşım Nasıldır?
Karotis arter darlığı tedavisindeki asıl hedef, beyne giden kan akışını iyileştirmek ve özellikle gelecekteki inme riskini en aza indirmektir. Tedavi seçenekleri kişiye özel olarak belirlenir. Darlığın derecesi, hastanın belirti gösterip göstermemesi, yaşı ve genel sağlık durumu gibi pek çok faktör bu kararda etkilidir. Genel olarak tedavi üç temel üzerine kurulur. Birincisi, tüm hastalar için olmazsa olmaz olan yaşam tarzı değişiklikleridir. İkincisi, ilaç tedavisidir; bu da yine tüm hastalarda, damar sertleşmesini yavaşlatmak ve pıhtı oluşumunu engellemek amacıyla uygulanır. Üçüncüsü ise, özellikle ciddi darlığı olan ve/veya belirti gösteren hastalarda gündeme gelen girişimsel tedavi yöntemleridir. Bunlar daralmış damarı açmaya yönelik cerrahi veya stentleme gibi işlemlerdir.
Karotis Arter Darlığı Tedavisinde Sağlıklı Yaşam Alışkanlıklarının Rolü Nedir?
Karotis arter darlığı tedavisinin ve bu durumdan korunmanın en temel adımı, sağlıklı yaşam alışkanlıkları edinmektir. Bu değişiklikler, mevcut damar sertleşmesinin ilerlemesini yavaşlatır, inme riskinizi azaltır ve genel kalp damar sağlığınızı olumlu yönde etkiler. Sigarayı bırakmak, atılacak en önemli adımlardan biridir. Tütün ürünleri damarlarınıza büyük zarar verir. Dengeli ve sağlıklı beslenmek de çok önemlidir. Bol sebze, meyve, tam tahıl tüketmek; doymuş yağ, trans yağ, tuz ve şekerden uzak durmak gerekir. Düzenli fiziksel aktivite, kan basıncınızı ve kolesterolünüzü dengelemeye yardımcı olur, kilo kontrolünü kolaylaştırır. Fazla kilolarınız varsa, sağlıklı bir şekilde kilo vermek de risklerinizi azaltacaktır. Stres yönetimi ve yeterli uyku da genel sağlığınız için unutulmamalıdır.
Karotis Arter Darlığı İçin Hangi İlaç Tedavileri Uygulanır?
Karotis arter darlığı olan her hastada, yaşam tarzı değişiklikleriyle birlikte mutlaka ilaç tedavisi de planlanır. Bu tedaviye “en iyi medikal tedavi” (EMT) denir ve birkaç temel ilaç grubunu içerir. Kan sulandırıcı olarak bilinen antiplatelet ilaçlar, örneğin aspirin veya klopidogrel, kan pulcuklarının birbirine yapışıp pıhtı oluşturmasını engeller. Kolesterol düşürücü ilaçlar, özellikle statinler, kandaki kötü kolesterol (LDL) seviyesini düşürerek plakların büyümesini yavaşlatır ve hatta mevcut plakları daha stabil hale getirebilir. Eğer yüksek tansiyonunuz varsa, kan basıncını hedef seviyelerde tutmak için antihipertansif ilaçlar kullanılır. Diyabet hastalarında ise kan şekerinin kontrol altında tutulması için antidiyabetik ilaçlar tedaviye eklenir. Bu ilaçlar, doktorunuzun önerdiği şekilde düzenli kullanılmalıdır.
Karotis Arter Darlığında Karotis Endarterektomi (KEA) Ameliyatı Ne Zaman Gerekir?
Karotis endarterektomi (KEA), şah damarındaki darlığa neden olan plağın cerrahi olarak temizlendiği bir ameliyattır. Bu yöntem özellikle belirli durumlarda karotis arter darlığı tedavisinde etkili bir seçenektir. Genellikle, yakın zamanda geçici iskemik atak (GİA) veya hafif inme gibi belirtiler yaşamış ve şah damarında %70 ile %99 arasında ciddi bir darlık saptanmış hastalarda KEA önerilir. Eğer darlık %50 ile %69 arasında ise ve hasta belirti gösteriyorsa, özellikle bazı ek risk faktörleri varsa yine KEA düşünülebilir. Belirti yaşamayan (asemptomatik) ancak şah damarında çok ciddi (%60-70 üzeri) darlık bulunan ve ameliyat riski düşük olan bazı hastalarda da gelecekteki inme riskini azaltmak amacıyla KEA bir seçenek olabilir. Karar, hastanın genel durumu ve darlığın özelliklerine göre doktor tarafından verilir.
Karotis Endarterektomi (KEA) Ameliyatı Karotis Arter Darlığı İçin Nasıl Yapılır?
Karotis endarterektomi (KEA) ameliyatı genellikle genel anestezi altında gerçekleştirilir. Cerrah, boynun ön tarafında, daralmış olan şah damarının üzerine denk gelecek şekilde bir kesi yapar. Şah damarı dikkatlice bulunur ve kan akışını geçici olarak durdurmak için damarın üst ve alt kısımlarına özel cerrahi aletlerle klemp konulur. Bazı durumlarda, ameliyat sırasında beyne kan akışının devamlılığını sağlamak için “şant” adı verilen geçici bir tüp damar içine yerleştirilebilir. Cerrah, damara bir kesi yaparak (arteriotomi) içindeki aterosklerotik plağı dikkatlice soyarak çıkarır. Plak temizlendikten sonra, damar duvarı ya doğrudan dikişlerle kapatılır ya da damarın tekrar daralmasını önlemek ve iç çapını geniş tutmak amacıyla genellikle bir yama (patch) kullanılarak onarılır.
Karotis Arter Darlığında Karotis Arter Stentlemesi (KAS) Hangi Durumlarda Uygulanır?
Karotis arter stentlemesi (KAS), şah damarındaki darlığı açmak için kullanılan, ameliyata göre daha az girişimsel bir yöntemdir. Bu işlemde, daralmış bölge önce bir balonla genişletilir (anjiyoplasti) ve ardından bu açıklığı korumak için metal bir kafes olan stent yerleştirilir. KAS, genellikle karotis endarterektomi (KEA) ameliyatı için yüksek risk taşıyan hastalarda bir alternatif olarak düşünülür. Örneğin ciddi kalp veya akciğer hastalığı olan daha önce boyun bölgesine ışın tedavisi almış, aynı tarafta daha önce KEA ameliyatı geçirip yeniden darlık gelişmiş veya boyun anatomisi KEA için uygun olmayan hastalarda KAS tercih edilebilir. Ayrıca bazı belirti vermeyen ama KEA için çok yüksek riskli ve çok ciddi darlığı olan hastalarda da nadiren uygulanabilir.
Karotis Arter Stentlemesi (KAS) İşlemi Karotis Arter Darlığı İçin Nasıl Gerçekleşir?
Karotis arter stentlemesi (KAS) işlemi genellikle anjiyografi laboratuvarında, lokal anestezi altında yapılır. Çoğunlukla kasık atardamarından (bazen kol veya boyun damarından) girilerek ince, esnek bir tüp olan kateter şah damarındaki daralmış bölgeye kadar ilerletilir. İşlem sırasında, beyne pıhtı veya plak parçacıklarının gitmesini engellemek amacıyla genellikle “emboli koruma cihazı” adı verilen özel bir filtre sistemi kullanılır. Bu filtre, daralmış bölgenin ötesine yerleştirilir. Ardından, daralmış olan bölgeye bir balon kateteri ulaştırılır ve balon şişirilerek darlık genişletilir (anjiyoplasti). Son olarak bu genişletilmiş bölgeye, damarın tekrar daralmasını önlemek ve açık kalmasını sağlamak için stent adı verilen, metalden yapılmış minik bir kafes yerleştirilir. İşlem sonrası hasta bir süre gözlem altında tutulur.

Prof. Dr. Mahmut Tuna Katırcıbaşı, 1998’de Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olmuş, kardiyoloji uzmanlığını 2003’te Mersin Üniversitesi’nde tamamlamıştır. Başkent Üniversitesi’nde doçent, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi’nde profesör olarak görev yapmıştır. Koroner arter hastalığı, hipertansiyon, kalp yetmezliği ve girişimsel kardiyolojide 25 yılı aşkın deneyime sahiptir. 2019’dan beri Adana Özel Medline Hastanesi’nde Kardiyoloji profesörü olarak hizmet vermektedir.
Adana'daki Kliniğimizin Konumu