Renal denervasyon, dirençli hipertansiyon tedavisinde kullanılan invaziv bir yöntemdir. Böbrek damarlarındaki sinirlerin radyofrekans enerjisi ile devre dışı bırakılması esasına dayanır. Amaç, sinirsel uyarıların kan basıncını yükseltmesini engellemektir.

İşlem genellikle kasık damarından girilerek yapılır ve genel anestezi gerektirmez. Kateter aracılığıyla böbrek arterlerine ulaşılır, ardından sinirler hedeflenerek enerjinin uygulanması sağlanır.

Renal denervasyon, ilaç tedavisine rağmen kontrol altına alınamayan yüksek tansiyonu olan hastalarda tercih edilir. Bu sayede kan basıncı düzeylerinde kalıcı düşüş sağlanabilir.

Yöntem sonrası hastaların düzenli takip edilmesi, işlem etkinliğinin değerlendirilmesi açısından gereklidir. Ayrıca sağlıklı yaşam alışkanlıkları, tedavi başarısını destekler.

Tıbbi AdıRenal Denervasyon (RDN)
TanımıBöbreklere giden sempatik sinirlerin radyofrekans veya ultrason dalgaları ile ablasyon (yakılması) yoluyla etkisiz hale getirilmesi işlemidir. Özellikle dirençli hipertansiyon tedavisinde kullanılır.
Endikasyonları (Kullanım Alanları)– Dirençli hipertansiyon (ilaç tedavisine yanıt vermeyen yüksek tansiyon)

– Otonom sinir sistemi kaynaklı kan basıncı düzensizlikleri

Nasıl Yapılır?Kateter bazlı bir işlem olup, kasık bölgesinden girilerek böbrek arterlerine ulaşılan ve sinirlerin etkisiz hale getirildiği minimal invaziv bir işlemdir.
Avantajları– Kan basıncında uzun süreli düşüş sağlayabilir

– Tansiyon ilaçlarına olan ihtiyacı azaltabilir

– İnvaziv cerrahi gerektirmez (minimal invazivdir)

Riskleri ve Yan Etkileri– Böbrek arterinde daralma (renal arter stenozu)

– Nadiren böbrek fonksiyonlarında bozulma

– Hafif kasık bölgesi ağrısı veya morarma

Başarı OranıÇalışmalar, bazı hastalarda kan basıncını anlamlı derecede düşürdüğünü göstermektedir. Ancak, her hasta için aynı etki görülmeyebilir.
Kimler İçin Uygundur?– Üç veya daha fazla tansiyon ilacı kullanmasına rağmen tansiyonu kontrol edilemeyen hastalar

– İlaç tedavisini tolere edemeyen hastalar

Kimler İçin Uygun Değildir?– Böbrek arterlerinde ciddi daralma olan hastalar

– Sekonder hipertansiyon nedeni tespit edilen hastalar

Alternatif Tedaviler– Yaşam tarzı değişiklikleri (diyet, egzersiz, sigarayı bırakma)

– İlaç tedavisi (diüretikler, beta blokerler, ACE inhibitörleri vb.)

Olası Komplikasyonlar– Geçici böbrek fonksiyon bozukluğu

– Arter hasarı (nadir)

– Tansiyonun beklenen düzeyde düşmemesi

Renal Denervasyon Nedir ve Nasıl Çalışır?

Renal denervasyon (RDN) dirençli hipertansiyon tedavisinde kullanılan yenilikçi ve minimal invaziv bir prosedürdür. Bu yöntem renal arterler çevresindeki aşırı aktif sempatik sinirlerin etkisiz hale getirilmesiyle kan basıncını düşürmeyi amaçlar. İşlem sırasında genellikle kasık bölgesindeki femoral arter yoluyla bir kateter yerleştirilir ve bu kateter böbreklere kan taşıyan renal arterlere yönlendirilir. Kateter aracılığıyla radyo frekansı enerjisi veya ultrason gibi kontrollü bir enerji kaynağı uygulanarak sempatik sinirlerin ablasyonu gerçekleştirilir. Bu ablasyon böbrekler ile merkezi sinir sistemi arasındaki sinyal iletimini kesintiye uğratarak hem efferent (böbrekten beyine giden) hem de afferent (beyinden böbreğe giden) sempatik sinyalleri azaltır.

Sempatik sinir aktivitesinin azalması renin-anjiyotensin sisteminin baskılanmasına natriürezisin (sodyum atılımının) artmasına ve damar tonusunun düşmesine neden olur. Tüm bu mekanizmalar kan basıncının uzun vadede düşmesini sağlar. Klinik araştırmalar RDN’nin ofis ölçümlerinde ve 24 saatlik ambulatuvar izlemde anlamlı ve kalıcı kan basıncı düşüşleri sağladığını ortaya koymuştur. Bu etkilerin prosedür sonrası 10 yıl kadar sürdüğü ve tedavinin uzun vadeli güvenliğinin de oldukça yüksek olduğu gösterilmiştir. Bununla birlikte RDN’nin etkinliği hastadan hastaya değişebilir ve tedaviden en fazla yarar sağlayacak bireylerin belirlenmesi için araştırmalar devam etmektedir. Prosedür özellikle ilaç tedavisine dirençli veya tolere edemeyen hastalar için umut vadeden bir seçenektir.

Renal Denervasyon Hangi Durumlarda Düşünülmelidir?

Renal denervasyon (RDN) özellikle dirençli hipertansiyonu olan hastalar için bir tedavi seçeneği olarak değerlendirilir. Dirençli hipertansiyon üç veya daha fazla antihipertansif ilacın bunlara bir diüretik de dahil kullanılmasına rağmen kan basıncının hedef düzeylerin üzerinde kalması olarak tanımlanır. Klinik araştırmalar RDN’nin sistolik kan basıncını10-20 mm Hg düzeyinde düşürebildiğini göstermiştir ki bu tek bir antihipertansif ilacın etkisine eşdeğer bir iyileşmedir. İlaç tedavisine dirençli hastaların yanı sıra antihipertansif ilaçları tolere edemeyen veya farmakolojik olmayan tedavi seçeneklerini tercih eden bireyler için de bu yöntem bir alternatif olabilir. Bununla birlikte renal arter anatomisinin uygunluğu tedavi kararı için belirleyicidir. Ciddi aterosklerotik renal arter hastalığı veya fibromüsküler displazi gibi durumlar RDN için engel oluşturabilir. Ayrıca bu prosedürün Amerika Birleşik Devletleri’nde hipertansiyon tedavisi olarak henüz onaylanmamış olduğunu ancak değerlendirme sürecinde bulunduğunu belirtmek önemlidir.

Renal Denervasyon Tedavisi İçin Kimler İdeal Adaylardır?

Renal denervasyon (RDN) dirençli hipertansiyon tedavisinde dikkatle seçilmiş hastalara uygulanan bir yöntemdir. İdeal adayları belirlemek için birkaç temel kriter değerlendirilir.

  • Dirençli Hipertansiyon: RDN’nin birincil hedef kitlesi en az üç farklı antihipertansif ilaç (diyüretik dahil) kullanmasına rağmen kan basıncı 130/80 mm Hg’nın üzerinde kalan hastalardır. Araştırmalar hipertansiyonu olan bireylerin yaklaşık %8-10’unun bu kategoriye girdiğini ortaya koymaktadır.
  • İlaç Toleranssızlığı veya İlaç Kullanamama: Antihipertansif ilaçların yan etkileri nedeniyle tedaviye uyum sağlayamayan veya karmaşık ilaç protokollerini sürdüremeyen hastalar RDN’den fayda görebilir. İlaç uyumsuzluğu kan basıncı kontrolünü ciddi şekilde engelleyen yaygın bir sorundur.
  • Anatomik Uygunluk: Adayların renal arter anatomisi işlemin güvenli bir şekilde gerçekleştirilmesi için uygun olmalıdır. Şiddetli ateroskleroz veya fibromüsküler displazi gibi durumlar prosedür için engel teşkil edebilir. Bu nedenle detaylı görüntüleme çalışmaları ile anatomik uygunluk değerlendirilir.
  • Kronik Böbrek Hastalığı (KBH): KBH’li bireyler genellikle dirençli hipertansiyon ile karşı karşıya kalır. RDN’nin bu hasta grubunda kan basıncını anlamlı ölçüde azaltabildiği ve etkisinin uzun süre devam edebildiği gözlemlenmiştir.
  • Sempatik Aşırı Aktivite: RDN sempatik sinir sistemi aktivitesinde artış olan hastalarda daha etkili olabilir. Ancak bu durum özel testlerle doğrulanmalıdır.
  • Klinik Çalışmalara Katılım: Standart tedavilere yanıt vermeyen ve belirli kriterleri karşılayan hastalar klinik çalışmalar aracılığıyla RDN’den yararlanabilir. Bu süreç güvenli izleme ve tedavi etkinliğine dair değerli bilgiler sağlar.

Renal Denervasyonun Olası Yararları ve Riskleri Nelerdir?

Renal denervasyon (RDN) kan basıncını düşürme potansiyelinin ötesinde kardiyovasküler sistem üzerinde birçok olumlu etkiler sağlayabilir. Klinik çalışmalar bu prosedürün glukoz metabolizmasını iyileştirebileceğini ve hipertansiyona bağlı sol ventriküler hipertrofi gibi komplikasyonları azaltabileceğini göstermektedir. Bu geniş kapsamlı faydalar dirençli hipertansiyon tedavisinde RDN’nin önemli bir seçenek olmasını sağlamaktadır.

Ancak her tıbbi prosedürde olduğu gibi RDN’nin de riskleri vardır. İşlem sırasında nadir de olsa renal arter diseksiyonu veya stenozu gibi ciddi komplikasyonlar gelişebilir. Perioperatif dönemde vasküler erişim yerinde pseudoanevrizma veya hematom oluşumu gibi sorunlar görülebilir ancak bu durumlar genellikle kontrol altına alınabilir. Ayrıca her hastada beklenen kan basıncı düşüşü sağlanamayabilir.

Bu yazımıza puan verin
[Toplam: 0 Ortalama: 0]

Adana'daki Kliniğimizin Konumu

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir