Kronik total oklüzyon, koroner arterin en az üç aydır tamamen tıkalı olması durumudur. Bu tıkanıklık, kalp kasına kan akışını engeller ve genellikle göğüs ağrısı, nefes darlığı ve efor kapasitesinde azalma ile kendini gösterir.

Kronik total oklüzyon tedavisinde perkütan koroner girişimler önemli bir seçenektir. Bu yöntemle, özel kılavuz teller ve cihazlar kullanılarak tıkalı damar yeniden açılır ve kan akışı sağlanır.

CTO tedavisinde başarı, lezyonun uzunluğu, kireçlenme düzeyi ve damar yapısına bağlıdır. Deneyimli merkezlerde uygulanan retrograd ve antegrad teknikler, zorlu tıkanıklıkların açılmasında yüksek başarı oranı sunar.

CTO girişiminden sonra stent yerleştirilerek damar açıklığı korunur. İlaç salınımlı stentler, yeniden tıkanma riskini azaltmak için sıklıkla tercih edilir. İşlem sonrası ilaç tedavisi büyük önem taşır.

CTO hastalarının tedavi sonrası yaşam tarzında sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz ve sigaranın bırakılması esastır. Düzenli kardiyoloji takibi, uzun vadeli kalp sağlığının korunmasında kritik rol oynar.

 

TanımKoroner arterin en az 3 aydır tam tıkalı olduğu, kan akışının tamamen kesildiği ciddi bir damar hastalığıdır.
NedenleriAteroskleroz (damar sertliği), diyabet, hipertansiyon, sigara kullanımı, hiperkolesterolemi.
BelirtilerGöğüs ağrısı (anjina), nefes darlığı, çabuk yorulma, egzersiz intoleransı, asemptomatik olabilir.
Teşhis YöntemleriKoroner anjiyografi, Manyetik Rezonans Anjiyografi (MRA), Bilgisayarlı Tomografi Anjiyografi (BTA), Stres testleri.
Tedavi YöntemleriMedikal Tedavi: Anti-anginal ilaçlar (beta blokerler, nitratlar, kalsiyum kanal blokerleri), statinler, antiplatelet ilaçlar.

Perkütan Koroner Girişim (PKG): Rehber tel ve balon anjiyoplasti ile damar açılması, stent yerleştirilmesi.

Koroner Arter Bypass Grefti (KABG): Cerrahi bypass işlemi ile tıkalı damarın yeniden kanlanmasının sağlanması.

KomplikasyonlarMiyokard enfarktüsü (kalp krizi), aritmi, kalp yetmezliği, anjina pektoris.
Önleme YöntemleriSağlıklı beslenme, sigara bırakma, düzenli egzersiz, hipertansiyon ve diyabet kontrolü, kolesterol düşürücü ilaçlar.

Group 139117 1 CTO (Kronik Total Oklüzyon) tedavisi nasıl yapılır?

Prof. Dr. Tuna Katırcıbaşı

Prof. Dr. Tuna Katırcıbaşı Adana’da kalp ve damar hastalıkları alanında çalışmaktadır.

Adana Kardiyoloji uzmanı Prof. Dr. Tuna Katırcıbaşı halen Adana Medline Hastanesinde çalışmaktadır. Çalıştığı kurum koroner yoğun bakım, koroner angiografi, sanal angiografi, ekokardiyografi, transözefagial ekokardiyografi, 24 saat ritm holter, tansiyon holter gibi tetkikleri yapabilme imkanına sahiptir. 

Hakkımda İletişim

Kronik Total Oklüzyon nedir?

Kronik total oklüzyon nedir sorusunun cevabı uzmanlık gerektirmektedir. Kronik total oklüzyon (CTO), kalp krizi ve diğer kalp hastalıkları riskini artıran, koroner arterlerin birinin yada birden fazlasının 3 aydan uzun süredir tıkalı olması durumudur. Kronik total oklüzyon (CTO), bir veya daha fazla koroner arterin tamamen tıkalı olduğu durumlarda ortaya çıkar. Bu tıkanıklık, kalbe kan akışını engeller ve kalp kasının hasar görmesine neden olur.

Kronik total oklüzyon (CTO), genellikle semptomlara neden olmaz, ancak bazı hastalar göğüs ağrısı, nefes darlığı veya yorgunluk gibi belirtiler yaşayabilirler. Kronik total oklüzyon (CTO)’nun tedavisi, semptomları hafifletmek ve kalp krizi riskini azaltmak için ilaç tedavisi, anjiyoplasti, stent yerleştirme veya bypass ameliyatı gibi prosedürlerle gerçekleştirilir. Kronik Total Oklüzyon (CTO) tedavisi uzman doktorlarca bu alanda deneyimli kuruluşlardan alınmalıdır.

Kronik Total Oklüzyon Belirtileri Nelerdir?

Kronik Total Okluzyon belirtilerinden biri olan kalp krizi belirtileri gosteren erkek CTO (Kronik Total Oklüzyon) tedavisi nasıl yapılır?

Kronik total oklüzyonun belirtileri, tıkanmış olan arterin hangi bölgede olduğuna ve ne kadar zaman içinde tıkanmış olduğuna bağlı olarak değişebilir. Ancak genel olarak bakıldığında, kronik total oklüzyonun belirtileri şunlar olabilir:

  • Kalp krizi: Kalp kasına yeterli oksijen ve besin maddeleri gitmediğinde, kalp kası zarar görebilir. Bu durumda, kalp kasının bir kısmı ölür ve bu, kalp krizi sonucunu doğurabilir. Bunun neticesinde ise damarın beslediği daha büyük bir kalp kası alanını besliyorsa kişide kalp kası hasarına bağlı olarak kalp yetmezliği belirtileri oluşabilir bunlar genellikle göğüs ağrısı, nefes darlığı çabuk yorulma çarpıntı hissi şeklindedir.

Bu belirtilerin herhangi birini ya da hepsini göstermeyebilir veya belirtiler geçici olabilir, ancak ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğinden, bu belirtilerin varlığında bir doktora başvurulması önerilir.

Detaylı bilgi ve randevu için iletişime geçin!

Kronik Total Oklüzyon Kimlerde Görülür?

Kronik total oklüzyon, ateroskleroz adı verilen bir hastalık sonucu oluşur. Ateroskleroz, yağ, kolesterol ve diğer maddelerin birikmesiyle oluşur ve arterlerin iç yüzeyini kaplar. Bu nedenle, kronik total oklüzyon riski, ateroskleroz risk faktörlerine sahip kişilerde daha yüksektir. Bu risk faktörleri arasında şunlar yer alır:

  1. Yaş: Yaş ilerledikçe, ateroskleroz riski artar.
  2. Cinsiyet: Erkeklerde ateroskleroz riski kadınlara göre daha yüksektir.
  3. Ailede koroner kalp hastalığı: Ailede koroner kalp hastalığı olan kişilerde, ateroskleroz riski daha yüksektir.
  4. Sigara içme: Sigara içen kişilerde, ateroskleroz riski daha yüksektir.
  5. Yüksek kan basıncı: Yüksek kan basıncı, ateroskleroz riskini artırır.
  6. Yüksek kolesterol: Yüksek kolesterol, ateroskleroz riskini artırır.
  7. Diyabet: Diyabetli kişilerde, ateroskleroz riski daha yüksektir.
  8. Sedanter (hareketsiz) yaşam tarzı: Sedanter yaşam tarzı, ateroskleroz riskini artırır.

Ancak unutulmamalıdır ki, Kronik total oklüzyon sadece bu risk faktörlerine sahip kişilerde görülmez ve herhangi bir kişide görülebilir, bu nedenle sağlıklı yaşam tarzı ve kontrolü önemlidir.

Kronik Total Oklüzyon Tedavi Seçenekleri Nelerdir?

Kronik total oklüzyon tedavisi, tıkanmış olan arterin hangi bölgede olduğuna ve ne kadar zaman içinde tıkanmış olduğuna bağlı olarak değişebilir. Ancak genel olarak bakıldığında, kronik total oklüzyon tedavisi için şu seçenekler mevcuttur:

  • İlaç tedavisi: İlaç tedavisi, kronik total oklüzyonun belirtilerini azaltmak ve ilerlemesini yavaşlatmak için kullanılabilir. Örneğin, kolesterol düşürücü ilaçlar, kan basıncı düşürücü ilaçlar ve trombosit inhibisyonu ilaçları gibi ilaçlar kullanılabilir.
  • Perkütan tedaviler: Perkütan  girişimler, tıkanmış olan arteri açmak veya yeni bir arter yolu açmak için kullanılabilir. Örneğin, perkütan transluminal anjiyoplasti (PTA) veya perkütan koroner anjiyoplasti (PCI) gibi yöntemler kullanılabilir. Özellikle son on yılda hekimler gelişen teknoloji ve artan deneyimlerle kalp damarlarında eskiden tamamen bypass seçeneği dışında seçeneği olmayan hastaların bile damarları stentler ile açılabilir hale gelmiştir. Günümüzde bu işlemlerin genellikle 1-2 saatlik çabalarla yapılabilmekte ve %85-90 başarı oranı ile damar tamamen açılabilmektedir. Burada asıl önemli olan hangi tam tıkalı damarların açılması gereklidir ki burada da hekiminizin tecrübesi ve bilgisi ön plana çıkmaktadır.
  • Yaşam tarzı değişiklikleri: Yaşam tarzı değişiklikleri, kronik total oklüzyonun gelişmesini önlemek veya ilerlemesini yavaşlatmak için kullanılabilir. Bu değişiklikler arasında, sigarayı bırakma, sağlıklı beslenme, egzersiz yapma, vücut ağırlığını kontrol etme ve stresi azaltma gibi önlemler yer almaktadır.

Tüm tedavi seçenekleri arasında en uygun olanını seçmek için bir doktor ile konuşmak önemlidir. Ayrıca, Kronik total oklüzyon tanısı konulmuşsa, hastalığın ilerlemesini önlemek için kontrol ve takip önemlidir.

Kalpte Tam Tıkalı Damarların Açılması Nasıl Sağlanır?

Tıkalı damarlar, kalp krizi, kalp yetmezliği ve diğer ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen ciddi bir sorundur. Bu nedenle, tıkalı damarların açılması, hastalığın tedavisinde kritik önem taşımaktadır. Tıkalı damarların açılması için birçok yöntem bulunmaktadır. Bunlar arasında yaşam tarzı değişiklikleri, ilaç tedavisi, anjiyoplasti, stent yerleştirme ve bypass cerrahisi gibi yöntemler bulunmaktadır.

  • Yaşam tarzı değişiklikleri:

Tıkalı damarların tedavisinde ilk adım, yaşam tarzı değişiklikleridir. Bu değişiklikler arasında sağlıklı bir diyet yeme, egzersiz yapma, sigara içmeyi bırakma ve stresi azaltma yer almaktadır. Bu değişiklikler, kolesterol seviyelerini düşürerek ve kan dolaşımını artırarak tıkalı damarların açılmasına yardımcı olur.

  • İlaç tedavisi:

Tıkalı damarların tedavisinde kullanılan ilaçlar arasında kan incelticiler, kan basıncı düşürücü ilaçlar, kolesterol düşürücü ilaçlar ve kalp ilaçları bulunmaktadır. Bu ilaçlar, kanın pıhtılaşmasını önleyerek ve tıkalı damarların genişlemesini sağlayarak tıkanıklığı azaltmaya yardımcı olurlar.

  • Anjiyoplasti:

Anjiyoplasti, tıkalı bir damarı açmak için kullanılan bir işlemdir. Bu işlem sırasında, doktor bir kateteri tıkalı damara yerleştirir ve bir balon şişirir. Balon, damarın içindeki plakları sıkıştırır ve damarın genişlemesine yardımcı olur. Bu işlem sırasında, doktor ayrıca stent adı verilen küçük bir metal tüp yerleştirebilir. Stent, damarın açık kalmasını sağlar ve kan akışını düzenler.

  • Stent yerleştirme:

Stent, anjiyoplasti sırasında tıkalı damara yerleştirilen bir metal tüptür. Stent, damarın açık kalmasını sağlar ve kan akışını düzenler. Stentler kalıcı olabilir veya geçici olarak yerleştirilebilir. Kalıcı stentler, damarın genişlemesine yardımcı olmak için kullanılırken, geçici stentler, anjiyoplasti sırasında kullanılan bir geçici destek cihazıdır.

Geçtiğimiz 20 yılda stent teknolojisinde ve işlem tekniklerinde ulaşılan muazzam nokta biz kardiyologları artık neredeyse her damarın stentlerle açılabilmesine olanak sağlayacak düzeye getirmiştir. Ülkemizde bugün benim de içinde olduğum birçok meslektaşım tarafından kronik tam oklüzyon (CTO) damarları açılabilmektedir. Buradaki kilit nokta endikasyonun bilimsel kılavuzlara göre uygun olması ve hasta bazlı bireyselleştirmelerin konunun uzmanı tarafından çok iyi değerlendirilip hastaya açıklanmasıdır.

Sıkça Sorulan Sorular

CTO hangi belirtilerle kendini gösterir?

Kronik total oklüzyon (CTO), üç aydan uzun süren bir koroner arterde tam tıkanıklık olup, göğüs ağrısı veya rahatsızlık, nefes darlığı, yorgunluk, baş dönmesi, düzensiz ya da hızlı kalp atışı, mide bulantısı ve kol ağrısı gibi semptomlara yol açar. Bu semptomlar genellikle fiziksel çaba ile artar ve dinlenme ile düzelebilir, ancak bazen dinlenme halinde de görülebilir. Bazı CTO hastaları ise herhangi bir semptom yaşamaz.

CTO tedavisinde kullanılan yöntemler nelerdir?

Kronik total oklüzyon (CTO) tedavisi birkaç yaklaşımla yapılır: optimal medikal tedavi (OMT), perkütan koroner girişim (PCI) ve koroner arter bypass cerrahisi (CABG). OMT, beta-blokerler ve nitratlar gibi ilaçları içerir ve çoğu hasta için ilk tedavi yöntemidir. PCI, kan akışını yeniden sağlamak için yapılan minimal invaziv bir prosedürdür ve uzman merkezlerde başarı oranları %90’ın üzerindedir, büyük komplikasyon oranları ise %2 civarındadır. CABG, karmaşık CTO’lar veya PCI’nin mümkün olmadığı durumlarda tercih edilir. Tedavi seçimi, semptomların şiddeti, lezyonun karmaşıklığı ve hastanın eşlik eden hastalıklarına göre belirlenir.

CTO hastalarında hangi komplikasyonlar görülebilir?

Kronik Total Oklüzyon (CTO) hastalarında perfüzyon bozukluğu, miyokard enfarktüsü ve aritmiler gibi kardiyak komplikasyonlar ile kontrast maddesi kaynaklı böbrek hasarı ve giriş yeri komplikasyonları gibi non-kardiyak sorunlar daha sık görülür. CTO’lar, kardiyak anjiyografi yapılan hastaların %15-30’unda bulunmasına rağmen, bu vakaların yalnızca %10’unda perkütan koroner girişim (PCI) yapılmaktadır, çünkü teknik zorluklar ve ilişkili riskler nedeniyle müdahale edilmesi zordur. Ayrıca akut koroner sendrom hastalarında enfarktüsle ilişkili olmayan arterdeki CTO’nun, miyokard fonksiyonunun azalması ve ölümcül aritmiler riski nedeniyle mortaliteyi artırdığı bulunmuştur.

CTO’nun tedavisinde başarı oranı nedir?

Kronik total oklüzyon (CTO) için perkütan koroner girişim (PCI) başarı oranı, lezyon karmaşıklığı, operatör deneyimi ve hasta özellikleri gibi faktörlere bağlı olarak değişmektedir. Günümüzdeki çalışmalar, teknik başarı oranlarını yaklaşık %66 ile %90 arasında rapor etmektedir. Örneğin bir çalışma, 1.079 ardışık CTO PCI vakasında ortalama %66 başarı oranı bulmuştur. Bir diğer çalışmada, önceden başarısız olmuş bir PCI’nin yeniden denendiğinde başarı oranı, uygun lezyon özellikleriyle %93,3’e kadar çıkmıştır. Ayrıca başarılı CTO-PCI’nin, önemli kardiyak olaylar ve mortalite risklerini azalttığı uzun dönem sonuçlarla ilişkili olduğu bildirilmiştir. Ancak başarı oranları, diabetes mellitus, lezyon uzunluğu, kalsifikasyon ve kollateral dolaşım gibi hasta bazlı faktörlerden etkilenebilir. Teknikler ve ekipmanlardaki ilerlemelere rağmen, bireysel hasta durumu ve lezyon özellikleri başarılı bir prosedürün olasılığını belirlemede önemli rol oynamaktadır.

Bu yazımıza puan verin
[Toplam: 0 Ortalama: 0]

Adana'daki Kliniğimizin Konumu

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir